İKİ TACİR

iki tüccar ticaret için yola çıkmışlar. Tesadüf bu ya, yolda bir küp dolusu altın bulmuşlar. Ticaret yapmadan hemen geri dönmüşler. Birisi demiş ki, bir miktarını şimdi yanımıza alalım, kalanını da falan yerdeki ağacın altına gömelim demiş ve öylece yapmışlar. Günler sonra paraları bitince birlikte para almak için mezkûr ağacın altına gitmişlerse de altınları bulamamışlar. Altınları saklamak fikrini ileri süren tacir hemen arkadaşının üzerine atlıyarak bunu sen beri yokken çaldın çıkar altınları yoksa seni kadıya şikâyet ederim demiş.

İş tabii mahkemeye intikal edince kadı şikâyet üzere gelen tacire şahidin var mı diye sormuş. O da şahidim falan yerdeki ağaçtır. Onun şahidliğine baş vuracağız, demiş. Hemen ağacın altına gitmişler. Kadı (Hakim) ağaca sormuş:

— Bu altınları buradan kim aldı? demiş. Ağaç da:

— Falan tacir aldı, diye söyleyince hakim büsbütün şaşırmış.

Bunda bir sır olsa gerek, diye düşünmüş. Ağacın tam dibinde ateş yaktırmış. Dumanlar ağacın kovuğundan içeri gitmeye başlamış ki bir adam can havliyle dışarı fırlamış. Hakim adamı sorguya çekmiş ve altınları esas çalan tacirin kim olduğu ortaya çıkmış.

* * *

Index'e dön --- Sonraki hikâye