İMAM-I AZAM'IN FERASETİ

Ekseriyeti Hazreti Ali tarafları (Alevî) olan Hemedan halkı ile Halife Mansur arasında bir anlaşma imzalanmıştı. Anlaşmaya göre, Hemedanlılar Halife'ye tabî olduklarını bildiriyorlar ve hiçbir meselede karşı gelmeyeceklerini söylüyorlardı.

— «Anlaşmayı bozduğumuz takdirde canımız ve malımız helâl olsun. Bize harp ilân edebilirsin.» demişlerdi.

Aradan bir müddet zaman geçtikten sonra sözlerinde durmadılar. Birçok meselede halifeye isyan etmeye ve ayrıcalık çıkarmaya başladılar. Bunun üzerine Halife Mansur, zamanın ileri gelen adamlarından üç kişilik bir heyet toplayıp Hemedanlılara harp ilân edeceğini ve hepsini kılıçtan geçireceğini söyleyerek fikirlerini sordu. Halifenin huzurunda bulunan alimlerden ikisi ahdini bozana gereken cezanın verilmesi lâzım olduğunu, harbin meşruiyet kazandığını ve Halifenin harp ilân edebileceğini söylediler.

Bu iki alimin mütalaalarını dinleyen Halife o zamana kadar hiç konuşmayan İmam-ı Azam Hazretlerine:

— Sizin görüşünüz nedir ya İmam! Bu zamana kadar hiç konuşmadınız, yoksa siz bunların hilâfına bir şey mi söyleyeceksiniz? dedi.

Halifenin bu konuşmasından sonra söz alan İmam-ı Azam:

— Ey Emirel Mü'minin! Benim kanaatıma göre onlara harp ilân etmeniz meşru değildir. Her ne kadar anlaşmada onlar canlarını ve mallarını helâl kıldıklarını söylemişlerse de, bunu helâl etmek onların ellerinde olan bir şey değildir. Meselâ; nikâhsız bir kadının kendisini helâl ederek zina etmeye hakkı olur mu? buyurdular.

İmam'ın bu veciz misalini ve ikna edici konuşmasını dinleyen Halife: «Doğru söylüyorsun ya İmam!» diyerek Musul halkına, ilân-ı harp etmekten vazgeçti.

* * *

Index'e dön --- Sonraki hikâye