MUKALLİDİN YILDIRIMI İKAZI

Yıldırım Bayezid Han, zamanındaki bütün kadı ve ilim adamlarını şeriata aykırı hareket ediyorlar ve millete zulmediyorlar diye zindana doldurdu. Hatta o kadar ileri gitti ki; «Bunlardan islâm dinine bir hizmet beklenmez, bunların tamamını yakmak lâzım» dedi ve ateş yakılması için odun hazırlanmasını emretti. Ne kadar nedimleri ve devrin ileri gelenleri varsa hepsi teker teker gelip Yıldırım'dan bu âlimlerin affını diledilerse de hiç birini kabul etmedi.

O zamanlar Kör Hasan namyla maruf bir mukallid vardı. Bu mukallid bir gün kıyafet değiştirdi ve metropolit bir papaz kılığına bürünerek padişahın huzuruna vardı. Padişah Yıldırım, Kör Hasan'ı bu kıyafetle görünce gülmekten katılır ve sorar:

— Nedir bu kıyafet ey kâfir? Kör Hasan:

— Kâfir ülkesine gidiyorum Sultanım, der. Padişah sorar: ,

— Yakında mı, nereye ne zaman gideceksin? Kör Hasan:

— Şimdi İstanbul Tekfuruna gideceğim padişahım! Padişah:

— Orada ne yapacaksın ya mel'un, der. Kör Hasan:

— Padişahım işittiğime göre; sekizyüz kadar müellif, musannif, molla, alimleri ve fetva vermekle görevli şeyhülislâmı yakacakmışsınız. Bu durumda fetva verecek alim kalmadığına göre, elbette papazlara muhtaç olacağız. Elbette kırk - elli papaz istemeye bir kulunuzu göndereceksiniz. Bari ben kulunuzu bu kıyafetle gönderiniz de keşiş dağını eski ismi gibi karartsınlar, deyince, Kör Hasan'ın bu sözlerine padişah verecek bir cevap bulamadı:

— Ya Hasan! Büyük dedelerimin ruhu için, zulmettiklerinden dolayı hepsini yakacaktım. Ama, senin bu güzel sözlerin karşısında hepsini affediyorum, dedi.

Kör Hasan muradına ermişti artık. Padişahın huzurunda parmak kaldırıp îman tazeledi ve:

— Varayım kadınları da müslüman edeyim. Bir daha zulmetmekten vazgeçsinler. Bir daha zulmederlerse kelleleri taş dibinde ezilsin, der ve Yıldırım'dan ulemanın affedildiğine dair fermanı alıp hapishanenin önüne varır ve:

— Ey ulemâ padişahımız, bencileyin aciz, kötü bir mukallidin ricasiyle sizi affetti, diye haber verir. Alimler Kör Hasan'a binbir dua ederler ve Yıldırım'ın huzuruna varıp yerlere kapanırlar.

* * *

Index'e dön --- Sonraki hikâye