Hoca merhumun huzuruna bir adam gelip, dâvâcı olduğu zat hakkında attı, tuttu. Hoca merhum adamı sonuna kadar dinledikten sonra:
— Haklısın sen!... dedi.
Biraz sonra hakkında konuşulan adam geldi Hoca merhumun huzuruna. O da başladı hasmının hakkında konuşmaya. Hoca merhum onu da sonuna kadar dinledikten sonra, baktı o da gayet haklıya benziyor:
— Sen de haklısın arkadaş, dedi.
Tabii bu konuşmaları hoca merhumun hanımı da dinlemişti. Hocanın adamın ikisine de hak vermesine bir mânâ veremedi ve:
— Hoca efendi, nasıl olur adamın ikisi de haklı olur mu? Birisi mutlaka haksızdır, dedi.
Tabii ki, hanımın söyledikleri de doğru idi. Hoca merhum başını salladı:
— Sen de haklısın karı!... demek durumunda kaldı.
* * *