Zamane komşuluklar

Sual: ... sitesinde oturan bir bayan okuyucunuzum. Orada oturanlarla, her konuda hemfikir olmadığım için, beni dışlıyorlar. Ben onlara gitsem de, onlar bana gelmiyorlar. Komşuluk böyle mi olur?

CEVAP

Önce komşuluk hakkının öneminden kısaca bahsedelim! İyi komşuluğun îmânla da ilgisi vardır. (Güzel komşuluk et ki, hakîkî mü'min olasın) hadîs-i şerîfi bunu açıkça gösteriyor. Peygamber efendimiz buyuruyor ki:

(Komşuya da, ana-babaya hürmet etmek gibi hürmet etmek lâzımdır.)

Komşuya hürmet, onunla iyi geçinmektir. Onu incitecek söz ve hareketlerde bulunmamaktır. Zîrâ Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Komşunun mîrâs hakkı gibi hakkı vardır, o da komşuluk hakkıdır. Eger müslüman ise sende iki hakkı vardır: Biri komşu hakkı, biri de müslüman hakkı.) [İslâm Ahlâkı]

(Komşusuna eziyet eden, bana eziyet etmiş olur. Bana eziyet eden de Allaha eziyet etmiş olur. Komşusu ile kavga eden, benimle kavga etmiş olur. Benimle kavga eden de Allahla kavga etmiş olur.) [Ebű Nuaym]

(Namaz kılan, oruç tutan, sadaka veren, fakat dili ile komşularını inciten nice kimseler vardır ki, gidecekleri yer Cehennemdir.) [Hâkim]

Komşuya emr-i ma'ruf yapmamak en mühim bir kul hakkıdır. Meselâ, alkollü içkilerin, tesettürsüz gezmenin harâm olduğunu, güler yüz ve tatli dil ile komşularına anlatmalıdır! Komşularının günâh işlediklerini görüp de, "bana ne" diyerek evine çekilen, uygun bir şekilde onlara nasîhat etmiyen ve kendileri ile görüşmiyen, onların Cehennemden kurtulması için yardim etmiyen mes'ul olacaktır.
Komşuları böyle bir kimseyi, kıyâmet günü Allahü teâlâya şikâyet edeceklerdir.

Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Nice kimse, kıyâmette komşusunun yakasına yapışıp diyecek ki: "Yâ Rabbî, buna sor ki niçin kapısını bana kapattı? Niçin elindeki ni'metlerden bana da vermedi?") [Isfehânî]

(Komşu senden yardım isterse yardım edersin. Borç isterse verirsin. Fakir düşerse gözetirsin. Hastalanınca ziyâret edersin. İyi şeylerini tebrîk eder, felâketlerinde sabır dilersin. Ölünce cenâzesine gidersin.) [Harâitî]

Kırk senedir apartmanda oturuyorum. Apartman hayatını iyi bilirim. Apartmanlarda genellikle kimse kimseye gidip gelmez. Sizi kesseler, komşuların haberi olmaz. Ölseniz, kimse duymaz. Cesediniz kokarsa, polise bildirip kapıyı açtırırlar.

Ben de aynı sitede oturuyorum. Şahsen, hiç bir kimseye gitmiyorum. Daha önce beraber çalıştığımız bir arkadaşın evine bazan giderdim. Hanımın ise, bin tane evden, gittiği kapı, üçü, beşi geçmez. Herkes, kendi kafasının dengini arıyor. Kimisi misâfirden hoşlanmıyor. Kimisi çocuklu misâfirden rahatsız oluyor. Kimisine misâfire hizmet etmek zor geliyor. Kimisi, misâfir kusur bulur, bizi beğenmez diye çekiniyor. Bu bakımlardan misâfirlikler pek revâç görmüyor.

Ayrıca herkesin zevki farklıdır. Benim gibi maçı hiç sevmiyen birisi ile, hep maçtan bahseden birisi nasıl arkadaş olabilir? Ara sıra bir yakınımı ziyârete giderim. O, maçtan veya faydasız şeylerden bahsedince rahatsız olur, sıkılırım. Fazla oturmaz çıkarım. Âşığa, mâşuktan bahsederseniz, sizi saatlerce dinler. Maçtan, enflasyondan, paradan, puldan bahsederseniz rahatsız olur. "Bu adam deli" der, dinlemez.
Hele mâşukunu kötülemeye kalkarsanız veya sevmediği birini överseniz, hiç tahammül edemez.

Onun için kişilerin sevdiği kimseleri fazla tenkid etmemek gerekir. Meselâ bana gelen misâfir, herhangi bir İslâm âlimini kötülerse, mezheplere saldırırsa, Abduhu överse, cinnet basar beni. Bayramını tebrik etmek için bir müftü efendinin evine gitmiştim. Oraya bir başkası da gelmiş. Sohbette, bu kimse, Eshâb-ı kirâmı kötülemeye başladı. "Eshâb-ı kirâmın kötülendiği yerde ben duramam" diyerek evi hemen terkettim.

"Dışlanıyoruz" demeniz, bir su-i zandır. Eğer, sitedekilerin hepsi, birbirleriyle görüşüp de, size gelmeselerdi, o zaman sözünüzde haklı olurdunuz. Öyle olmadığına bizzat kendim şahit olduğuma göre, ortada bir yanlışlık var demektir.

Onların görüşlerini tenkid ederek dost olamazsınız. Aynı fikirleri paylaşarak dostluk kurmak mümkündür. Koca sitede, anlaşabileceğiniz, kimseler mutlaka bulunur.

geri    kulhakları    ileri