Sual: Tevrat ve İncil ve diğer İlâhi kitaplar, Allah tarafından gönderildiği hâlde, niçin Kur’an, bunlara uyanların dinlerinin hükümlerini ortadan kaldırmıştır?
Nesh; bir dinin emir ve yasaklarını değiştirmek demek değildir. Bunların yürürlük zamanlarının bittiğini haber vermek demektir. (Beyan-ül-hak)
Hz. Hûd, Âd kavmine; Hz. Salih, Semud kavmine; Hz. Musa, Benî İsraile gönderilmiştir. Peygamberlerden Harun, Davud, Süleyman, Zekeriyya ve Yahya “aleyhimüsselam” da, yine Benî İsraile gönderilmiştir. Fakat, bunların ayrı dini olmayıp, Benî İsraili, Hz. Musa’nın dinine davet etmişlerdi.
Hz. Davud’a inen Zebur’da ahkâm, emir ve ibadet yoktu. Vaaz ve nasihat dolu idi. Tevrat’ı neshetmedi, yani, yürürlükten kaldırmadı, onu kuvvetlendirdi. Bunun için Hz. Musa’nın dini, Hz. İsa zamanına kadar devam etti. Fakat Hz. İsa gelince, bunun dini, Hz. Musa’nın dinini neshetti. Yani Tevrat’ın hükmü kalmadı ve bundan sonra, Hz. Musa’nın dinine uymak câiz olmayıp, Muhammed aleyhisselamın dini gelinceye kadar, Hz. İsa’nın dinine uymak lazım oldu. Fakat, Benî İsrailin çoğu, “Biz Tevrat’a uyarız” diyerek, Hz. İsa’ya iman etmedi. İşte Yahûdilik ile Nasaralık [İsevîlik] böylece ayrıldı.
Hz. İsa, Beyt-ül-lahm’de doğdu. Sonra Mısır’a gidip, 12 yıl kaldı. Nasıra’ya gelip yerleşti. Burada 30 yaşında nebî oldu. Bunun için, Hz. İsa’ya iman edene Nasranî ve hepsine Nasara denir.
Yahûdiler, “Hz. Musa’nın dinine uyup, Tevrat ve Zebur okuyoruz” diyor. Nasara da, “Hz. İsa’nın dinine uyup, İncil okuyoruz” diyor. Hâlbuki, bütün âlemlere peygamber olarak gönderilen Muhammed aleyhisselamın dini ki, din-i İslâmdır, bütün dinleri neshetmiştir. Bu dinin hükmü kıyamete kadar süreceğinden, dünyanın hiçbir yerinde, Onun dininden başka bir dinde bulunmak câiz olmaz. Ondan sonra, hiç peygamber gelmiyecektir. Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Muhammed aleyhisselam, Allahın Resulü ve peygamberlerin sonuncusudur.) [Ahzab 40]