NOT: “Ribayla ilgili bu konunun başlarında geçen bazı ayetler, yazarın araştırmasına göre Yahudilerin yedikleri ribadır, şeriatın yasakladığı riba (faiz) değildir, yani haksız malı yemektir. Fakat bazı alimlere göre, bu şeriatından sonra haram kıldığı ribanın aynısıdır. Fakat İsrail oğullarının şeriatında yasak idi, bu bizim şeriatımızda daha yasak değildi. O nedenle onlara çattı. Misal olarak; esir almak ve karşılığında fidye almak, İsrail oğullarının şeriatında yasaktır. Allahu Teâla, onlar esir aldıkları ve fidye aldıkları için onlara çattı. Halbuki bizim şeriatımızda bu helâl kılınmıştır. Hatta İsrail oğulları o hükmü bozdukları için Allahu Teâla Bakara Suresi’nin 85’nci ayetinde “Kitabın bir kısmına inanıyorsunuz ve bir kısmına mı inanmıyorsunuz” mealinde onları eleştirdi. Fakat tedricilikle alâkası yoktur. Çünkü faiz haram kılınınca herkes onu bıraktı. Bu ise Bakara Suresi’nde 275, 276, 278, 279’ncu ayetlerde kesin şekilde yasaklanmıştır.
Yine Kureyş’in yediği faize çatıyordu ve Kureyş kendisi faizi çirkin görüyordu. Kâbe’yi faiz parasıyla tesis etmeyi reddetmiştir. Bu nedenle Rum Suresi’ndeki çatılan riba, şeriatın bilahare yasakladığı faiz olabilir. Fakat şeriat daha onu yasaklamamıştır. İçki gibi ne kadar mübah idiyse de çirkin görülüyordu, ama o sıralarda yasak değildi. Maide Suresi’nde 90, 91’nci ayetlerde bu kesin şekilde yasaklanmıştır.”