Hz. Eyyubün ağlaması

Sual: Bir Kur'an tercümesinde, Enbiya suresinin 83. ayetinden, Hz. Eyyubün, hastalıktan dolayı şikayet ediyor. Peygamberin, hastalık için şikayette bulunması doğru mudur? Tercümede mi bir yanlışlık vardır?

CEVAP

Defalarca yazdığımız gibi, Kur'an Meali adı altında, yapılan hiçbir tercümenin okunmasını tavsiye etmiyoruz. Çünkü Kur'an-ı kerim, kısa veya uzun tercüme edilemez. Ancak ehli olan âlimler, nakli esas alarak tefsirini, tevilini yaparlar.

Sad suresinin 44. ayet-i kerimesinde mealen, (Eyyubü, [malına, canına ve aile efradına gelen musibetlere] sabredici bulduk. O ne güzel kuldu, daima Allaha yönelir, Ona sığınırdı) buyuruluyor. Bu ayet-i kerimede cenab-ı Hak, Eyyub aleyhisselamın sabrını övüyor, (O ne güzel kuldu) buyuruyor. Eğer, Eyyub aleyhisselam, hastalığını şikayet etseydi, Allahü teâlâ, onu övmezdi. Bu hususu âlimler şöyle izah ediyor:

Hastalığını insanlara sızlanarak anlatmak şikayettir. Doktora anlatmak, diğer insanlara anlatmak gibi değildir. Hiç kimsenin bulunmadığı bir yerde, (Ya Rabbi, hastalığım sebebiyle ibâdetlerimi yapamıyorum) diye ağlamak, hastalıktan şikayet değil, ibâdet edemediğinden dolayı halini arzdır. Bir nevi özür dilemektir. Halini Allahü teâlâya arz edip duâ etmekte mahzur yoktur. Nitekim Kur'an-ı kerimde, Yakub aleyhisselamın (Ben büyük kederimi ve hüznümü, [başkalarına değil] ancak Allaha arz ederim.) [Yusüf 86] dediği bildirilmektedir.

Hastalığına Üzülmedi

Kur'an-ı kerimi en iyi bilen, tefsir eden şüphesiz Muhammed aleyhisselamdır. Aynı suâl ona da sorulunca, cevaben buyurdu ki:

(Allahü teâlâya yemin ederim ki, Eyyub aleyhisselam, hastalığı için inleyip sızlanmadı. Yedi sene, yedi ay, yedi gün, yedi saat, o belâya maruz kaldığı için, ayakta namaz kılamayıp yere düştü. İbadette kusur edince, "Gerçekten bana hastalık isabet etti" dedi.)

Şeytan, Eyyub aleyhisselamı kandırmak için yanına gidip (Malına, canına ve aile efradına gelen bu belâdan kurtulmak istersen bana secde et, seni eski haline getireyim) dedi. Şeytanın bu ağır sözü, Eyyub aleyhisselamın gayretine dokundu. Büyük bir belâya maruz kaldığını anlayıp "Gerçekten bana hastalık isabet etti" dedi.

Hastalık uzadıkça, tanıdıkları kendinden uzaklaştı. Fakat sadık hanımı, onu bırakmadı. Şehrin kenarında bir kulübe yaptırdı. İhtiyaçlarını şehirden alıp getirirdi. Birgün yine şehre gittiği sırada, Hz. Cebrail, Hz. Eyyube Allahü teâlânın lütfunu müjdeledi: (Ya Eyyub, belâ verdim, sabrettin, şimdi ise, ne istersen iste vereyim.)

Eyyub aleyhisselam da yukarıda bildirdiğimiz ayetteki gibi halini arz edip duâ etti. Cenab-ı Hak, (Onun duâsını kabul ettik) buyurdu. (Enbiya 84)

Yerden Su Çıktı

Sad suresinde bildirildiği gibi, Cebrail aleyhisselam, Hz. Eyyubün ayağını yere vurmasını söyledi. Ayağını vurunca, yerden berrak bir su çıktı. Bu su, içme zamanında soğuk, yıkanma zamanında sıcak akardı. Bu sudan bir yudum içip, bir miktar da başına dökünce, hastalığı hemen geçti, kuvveti yerine geldi. Genç bir delikanlı oldu. Hz. Cebrail, ona temiz ve kıymetli elbiseler giydirdi.

online casino

Bir müddet sonra, hanımı, şehirden yiyecekle dönünce, onu yatakta göremeyip ağlamaya başladı. (Hastama noldu, canavarlar mı götürdü?) diyerek feryat ederken, Hz. Eyyub ona seslendi:

- Ey hatun, sen kimi arıyorsun?

- Hayat arkadaşım bir hastam var idi. Onu kaybettim.

- Adı ne idi?

- Sabırlı Eyyub idi.

- Şekli nasıldı?

- Sıhhatli iken sana çok benzerdi.

- Ya Rahime, işte o belâya maruz kalan Eyyub benim.

Hanımı ile Allahü teâlâya şükrederek ağlaştılar. Şehre geldiklerinde köhne evlerinin yenilendiğini, daha önce ölen yedi oğlu ile, üç kızının dirildiğini, helak olan develerinin, koyunlarının ve diğer mallarının hepsinin geri geldiğini gördüler. Üstelik anbarlarını altın ve gümüş ile dolu buldular. Hanımı da gençleşti ve 26 çocukları oldu. (R. Nasıhin, Tibyan)

geri    islamahlakı    ileri