Şaka ve Yalan

Hz. Abdullah bin Âmir anlatır: Ben küçüktüm. Resul-i Ekrem evimize gelmişti. Oynamaya gidiyordum. Annem bana, (Abdullah gel, sana birşey vereceğim) dedi. Resul-i Ekrem, (Ona ne vereceksin?) buyurdu. Annem de (Hurma vereceğim) dedi. Bunun üzerine Peygamber efendimiz buyurdu ki: (Eğer birşey vermeyip aldatmak için söyleseydin, yalan günahı yazılırdı.) [Şira]

Bir kimse, Peygamber efendimize dedi ki:

- Bırakamadığım üç günaha tutuldum. Bunlar, zina, yalan ve içki.

Peygamber efendimiz de buyurdu ki:

- Yalanı benim için terket!

Adam, peki diyerek gitti. Bir günahı işliyeceği zaman, (Eğer bu günahı yaparsam, Resulullah sorduğunda, evet dersem suçum meydana çıkar. Hayır dersem, yalan söyliyerek verdiğim sözü tutmamış olurum.) diye düşündü. Diğer günahları işliyeceği zaman da aynı şekilde düşünerek kötü huylarını terk etti.  (Şira)

online casino

Büyükler buyuruyor ki:

Oğlum, yalandan sakın, o serçe eti gibi tatlıdır. Ondan az kimse kurtulur. (Lokman Hakim)

Allah indinde en büyük hata, yalan konuşmaktır. (Hz. Ali)

Yalancı ile cimri Cehenneme girer. Fakat, hangisini daha derine atılır, bilmem. ( Şabi)

Doğru ile yalan, biri diğerini çıkarıncaya kadar kalbde boğuşur. (Malik bin Dinar )

İçi dışına, sözü işine uymamak, nifaktandır. Nifakın temeli ise yalandır. (H. Basri)

Eshab-ı kiram indinde yalandan daha kötü birşey yoktur. Çünkü, onlar, yalanla imanın bir arada bulunamıyacağını bilirlerdi. (Hz. Aişe)

Bütün kötülüklerin esası yalandır. Peygamber efendimizin en sevmediği huydur. Yalan söylemek haramdır. Ancak üç yerde caizdir. Harbde, iki müslümanı barıştırmak için, hanımı ile iyi geçinmek için. Zâlimden, bir müslümanın bulunduğu yeri, malını, günahını saklamak caizdir. İki müslümanın, karı-kocanın arasının açılmasını önlemek için, malını korumak için, müslümanın ayıbının meydana çıkmaması için ve bunlar gibi haramları önlemek için, yalan caiz olur. Ölmemek için leş yemeye benzer. İyiliğe vesile olan yalan, fitneye sebep olan doğrudan makbuldür.

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

(Yalan üç yerde caizdir: Harbde, zira harb, hiledir. İki müslümanı barıştırmak için, birinden diğerine iyi söz getirmek. Hanımını idare etmek için.) [İbni Lal]

(İki kişinin arasını düzeltmek ve hayırlı iş yapmak için söylenen söz, yalan sayılmaz.) [Müslim]

(Kötü şeyler irtikab eden, bunları gizlemeye çalışsın!)  [Hakim]

Büyükler yalan söylemek icabettiği yerde, sözün manasını değiştirerek, doğru söylemeyi tercih etmişlerdir. Muaz ibni Cebel hazretleri, vazifesinden dönünce, hanımı (Bu kadar çalıştın, zekât topladın, bize ne getirdin?) dedi. O da, (Beni gözeten vardı, birşey getiremedim) dedi. O, Allahü teâlâyı kastetti. Hanımı ise, Hz. Ömerin onu kontrol eden birini gönderdiğini sandı. Hanımı, Hz. Ömerin evine gidip, kızarak, (Muaz, Resulullahın ve Ebu Bekr-i Sıddikın yanında emin idi. Siz niçin onun peşine adam takıyorsunuz?) dedi. Hz. Ömer, Hz. Muazdan işin aslını öğrenince güldü ve hanımına vermesi için ona bir miktar hediye verdi.

geri    islamahlakı    ileri