Şükrün önemi

Şükür ile ilgili âyet-i kerîmeler çoktur. Meselâ Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki:

(Bana şükredin, nankörlük etmeyin!) [Bekara 152]

(Allahtan sakının ki şükredebilesiniz.) [Nisâ 123]

Allahü teâlâ şükredene bol bol ni'met verir. (Fâtır 30)

İbrâhim aleyhisselâm, Rabbinin ni'metlerine şükretti, Rabbi de onu seçip doğru yola iletti. (Nahl 121)

Cenâb-ı Hak, kudretinin eseri olarak insanların istifâdesi için bir çok hayvan yaratmıştır. Bu hayvanları insanların emîrlerine âmâde kılmıştır. Kimine binilir, kiminin etinden, sütünden vesairesinden istifâde edilir. (Yâsîn 71-73)

Bu hayvanlar, şükretmemiz için istifâdemize verilmiştir. (Hac 36)

Allahü teâlâ, insanlara bol ni'met vermiştir; fakat insanların çoğu şükretmez. (Bekara 243, Yunus 60, Neml 73, Mümin 61)

Allahü teâlâ, çeşitli ni'metler verdiğini, fakat şükredenlerin az olduğunu, az şükredildiğini bildiriyor. (Secde 9, Sebe' 13, A'râf 10, Mü'minûn 78, Nahl 78, Mülk 23)

Kıymetli şeyler ekseriya az olur. Meselâ altın pek çok olsa, bu kadar kıymeti olmaz.

Kıymetli Olan Azdır

Azların kıymetli olduğunu bildiren âyet-i kerîmelerden birkaçı şöyle:

Emrimiz gelip, tandırdan sular kaynamaya başlayınca, [Hz. Nuh'a] "Her cinsten birer çifti ve aleyhine hükmedilmiş olanın dışında kalan çoluk çocuğunu ve inananları gemiye bindir." dedik. Pek azı, onunla beraber îmân etmişti. (Hûd 40)

İnanıp yararlı iş işleyenler bunun dışındadır ki sayıları da çok azdır! (Sâd 24)

İsrâiloğullarından, "Allahtan başkasına kulluk etmeyin, ana-babaya, yakınlara, yetimlere, düşkünlere iyilik edin, insanlarla güzel konuşun, namazı kılın, zekâtı verin" diye söz almıştık. Sonra pek azınız müstesna, sözünüzden döndünüz.(Bekara 83)

İnkârlarından dolayı, Hak teâlâ, onları la'netlemiştir. Onların pek azı inanır.(Bekara 88)

Allah yolunda savaşacaklarını söylemişlerdi ama savaş onlara farz kılınınca, azı hâriç, yüz çevirdiler. (Bekara 246)

Nice az topluluk, çok topluluğa Allahın izniyle üstün gelmiştir, Allah sabredenlerle beraberdir. (Bekara 249)

Allahın size bol ni'meti ve rahmeti olmasaydı, pek azınız hariç, şeytana uyardınız. (Nisâ 83)

İçlerinden pek azı hariç, onlardan dâima bir hâinlik görürsün, yine de sen, onları affet ve aldırış etme! Allahü teâlâ, iyilik edenleri elbette sever. (Mâide 13)

Yaptıklarının cezâsı olarak, bundan böyle az gülsünler, çok ağlasınlar. (Tevbe 82)

Günâhlarımızı düşünerek elbette üzülmemiz, ağlamamız lâzımdır. (Az gülsünler) demek, (Güler yüzlü olmayın) demek değildir. Müslüman her zaman güler yüzlü olur. Fakat günâhlarını düşünerek üzülür ve ağlar.

Şükür Nedir?

Şükür, İslâmiyete uymak demektir. Dinimizin emîrlerine uyan şükretmiş olur.

Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâma buyurdu ki: (Bir kimse, kendine verdiğim ni'meti benden bilip kendinden bilmezse, ni'metlerin şükrünü edâ etmiş olur. Bir kimse de, rızkını kendi çalışması ile bilip, benden bilmez ise, ni'metin şükrünü edâ etmemiş olur.) [İ. Gazâlî]

Şükür, kendini o ni'mete lâyık görmemektir. Şükür, Allahü teâlânın verdiği ni'metleri

O'nun sevdiği yerlerde kullanmaktır. Allahü teâlâ bir kula birbirini takip eden çeşitli ni'metler verince, kul buna lâyık olmadığını düşünüp utanması da şükür olur. Şükürdeki kusûrunu bilmesi de şükür olur. Şükredemiyoruz diye özür beyân etmesi de şükürdür. (Allahü teâlâ, kusûrlarımı örtüyor.) demesi de şükürdür. Şükür vazîfesini yerine getirmenin Allahü teâlânın bir lütfu olduğunu düşünmek de şükürdür. Hattâ vâsıtalara şükür de şükür olur. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

(İnsanlara teşekkür etmiyen Allaha şükretmemiş olur.) [İ. Ahmed]

| BAŞA DÖN |