Tamah ve cimrilik

Suâl: Cimrilikle tamah aynı mıdır, bunlardan kurtuluş yolu var mıdır?

Cevap: Tamah, mal toplama, biriktirme hırsıdır. Cimrilik ise, harcanması gereken yerde para harcamaktan kaçınmaktır. Cimriliğin içinde tamah da vardır. Her hastalığın çâresi vardır. Önce hastalığı teşhis etmek lâzımdır! Hastalık belli olunca ona göre ilâç verilir. Allahtan korkan, kötülük işlemekten çekinir. Tamahın kötü olduğunu bilen müslüman da bundan kaçar. Dinimizde mal sahibi olmak kötü değildir. Kur'ân-ı kerîmde mala hayır adı verilerek övülmüştür. Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: (Mal, sâlih kimse için ne güzeldir) [Taberânî]

Mal, kıymetli olduğu için onu isrâf etmek harâmdır. Süfyân-ı Sevrî hazretleri, malın insanın silahı olduğunu söyliyerek, insanın canını, malını, sıhhatini, dinini, şerefini mal ile koruyacağını bildirmiştir.

Dinimiz malı böyle övmüş, fakat mal hırsını, mal sevgisini yermiştir. Zengin olmak başka, mala muhabbet başkadır. Tamah mala muhabbettir. Tamahkâr malını hayırlı işlerde kullanamaz. Mal sevgisinin kötü olduğunu bildiren hadîs-i şerîflerden birkaçı şöyle:

(İki aç kurdun, bir koyun sürüsüne vereceği zarar, mal ve makam sevgisinin müslümanın dinine vereceği zarardan daha fazla değildir.) [Bezzâr]

(Mal ve mevki sevgisi, suyun sebzeyi yeşertmesi gibi kalbde nifakı yeşertir.) [İ. Gazâlî]

(İnsanoğulunun iki dere dolusu altını olsa, üçüncüsünü isterdi. Onun gözünü ancak bir avuç toprak doyurur.) [Buhârî]

(Kişi yaşlandıkça iki şeyi gençleşir; uzun emel ile mal sevgisi.) [Buhârî]

(Zenginlik, mal çokluğu değil, gönül zenginliğidir.) [Buhârî]

(Şüphelilerden sakınan insanların en âbidi olur, kanâat eden en çok şükredenlerden sayılır, kendisi için sevdiğini başkası için de seven kâmil bir mü'min olur.) [İbni Mâce]

Kur'ân-ı kerîmde bildiriliyor ki, İbrâhim aleyhisselâm, (Yâ Rabbi, beni ve çocuklarımı puta tapmaktan koru!) diye duâ etmiştir. Puttan maksat para sevgisidir. Demek ki, parayı sevmek, puta tapmak gibidir. Bunun için (Paraya tapan helâk oldu.) buyuruldu. (Altın ve gümüşün kulu helâk oldu. Sürçmedi, tamamen helâk oldu.) hadîs-i şerîfi, parayı çok sevenlerin akıbetini haber vermektedir. (Tirmizî)

Kanâat gibi zenginlik olmaz. (Âlim ilme, tamahkâr da mala doymaz.) buyuruldu.

Kâfirlerin Hakları

Suâl: Almanya'da Mısırlı ba'zı fellahlarla çalışıyoruz. Bunlar, "Almanya gayrı müslim ülkedir. Bunların mallarını hile ile almak câizdir." diyerek büyük marketlerdeki etiketleri değiştirip hile yapıyorlar. Kâfirlerin hakkı mühim değil midir?

Cevap: Gayrı müslimlere [müslüman olmıyanlara] kâfir denir. Bunları incitmek, kalblerini kırmak harâm olduğu gibi, hile yapmak, mallarına zarar vermek de harâmdır. (Mülteka)

Zimmîye [gayrı müslim vatandaşa] zulmetmek, müslümana zulmetmekten daha kötüdür.

Hayvanlara işkence, zimmîye işkenceden daha kötüdür. (Dürr-ül-muhtâr)

Üzerinde kul hakkı bulunanların ibâdetleri kabûl olmaz, Cennete giremez. Kâfirin hakkı için de, onunla helâllaşmak lâzımdır. Gönlü alınmazsa ahırette affı çok güçtür. Kâfirin hakkından kurtulmak, müslümanın hakkından kurtulmaktan daha zordur. Gayrı müslimlerin mallarına, canlarına saldırmak câiz olmadığı gibi kadınlarına, kızlarına saldırmak da câiz değil, harâmdır. (R. Muhtâr)

Savaş hâli harîç, kâfirleri öldürmek de harâmdır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki:

(Arkadaşını öldüren, ümmetimden değildir. Öldürülen kâfir olsa da yine böyledir.) [Hadîka]

(Zimmîyi öldüren, Cennetin kokusunu alamaz.) [Hadîka]

(Zimmîyi öldürene, Cennet harâmdır.) [Ebû Dâvüd]

Bir kimseden haksız olarak alınan bir kuruşu, sâhibine geri vermek, yüzlerle lira sadakadan kat kat daha sevâbdır. Bir kimse, peygamberlerin yaptığı ibâdetleri yapsa, fakat, üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe, Cennete giremez. (Mektûbât-ı Rabbânî c.2, m.66, 87]

Kul hakkını, Allahü tealânın hakkından önce ödemek lâzımdır. Kul hakkı olan günâhların affı güç ve azâbları daha şiddetlidir. Başkasının hakkını yiyen, hak sâhibleri ile helâllaşmadıkça affa uğramaz. Yâni üzerinde kul veya hayvan hakkı bulunanı Allahü teâlâ affetmez ve bunlar Cehenneme girip, cezâlarını çekeceklerdir. (Hadîka)

| BAŞA DÖN |