TEFSÎR OKUMANIN ZARARLARI: 8-9

KUR'ÂN-I KERÎM TERCÜMESİ

Kur'ân-ı kerîmin tefsîri veya tercümesi yazılabilir ve yazılmıştır. İslâm âlimleri, bunu yasak etmemişlerdir. Fakat bunlar, Kur'ân-ı kerîmin belâgatini taşıyamazlar. Murâd-i ilâhîyi bildiremezler. Kur'ân-ı kerîmin ma'nâsını ve ma'nâlarındaki incelikleri anlamak isteyen ve belâgatinin zevkini tatmak dileyen müslümanlar, bu kitâb-i mübîni kendi lisânı ile okumalı ve ma'nâsını ve zevkini bundan almak için lâzım gelen bilgileri öğrenmekten üşenmemelidirler!

Şekspir'in, Victor Hugo'nun ve Bâkî efendinin şiirlerindeki incelikleri anlamak ve bundan zevk almak için, İngilizce'yi, Fransızca'yı ve Arapça'yı, ebediyatı ile birlikte öğrenmek lâzım olduğu gibi, Allah kelâmını ve inceliklerini anlıyabilmek için de gerekli ilimleri öğrenmek şarttır.

Cebrâil aleyhisselâmın Peygamberimize indirdiği bu kelimelerden ve sözlerden başka, Arapça da olsa, okunan şeyler Kur'ân-ı kerîm okumak olmaz. Meselâ, cünüb iken, Kur'ân-ı kerîm okumak harâmdır, büyük günâhtır. Fakat, onları okumak, harâm olmaz.

Namazda Okuduğunu Anlamak

Dinde reformcular diyor ki, insanın namazda okuduğunu, Rabbinden ne istediğini bilmesi lâzımdır. Böyle sözler, ibâdetlerin ne demek olduğunu anlamamış olmayı gösterir. Çünkü, namazı, insanın kendisi tertip etmemiştir. Namazın ve bütün ibâdetlerin nasıl yapılacağını, yaparken neler okunacağını Allahü tâlâ Peygamberine bildirmiştir. Peygamber aleyhisselâm da, bunları öğrendiği gibi Eshâbına bildirmiş ve kendi de yapmıştır. Bunlarda değişiklik olmaz.

Din imâmlarımız bunların hepsini Eshâb-ı kirâmdan görerek ve işiterek anlamışlar ve kitaplarına yazmışlardır. Bu derin âlimler bildiriyor ki: Namazda okunacak Kur'ânın, Allah kelâmı olması lâzımdır. Vazîfe, ancak böylece yapılmış olur. Namaz içinde okuduğunun ma'nâsını anlamak istiyenler, biraz çalışarak, bunların ma'nâsını da önceden kolayca öğrenebilirler. Dünya kazançları için yıllarca çalışıyor, nice bilgiler, çeşitli diller öğreniliyor da, bunun için neden çalışılmasın?

Namaz dışında müslümanlar, kendi dilleri ile de, duâ edebilirler. Namazda okudukları âyetlerin ma'nâlarını da, Ehl-i sünnet âlimlerinin kitaplarından öğrenebilirler. İslâm düşmanlarının, dinde reformcuların kitaplarından öğrenmeye kalkışanlar, yanlış, bozuk, çirkin şey öğrenmiş olurlar. Emekleri boşa gider.

Ba'zı kimseler hep kitap yazanı, tefsîr yazanı veya Arabî bileni âlim zannediyor. Her köşe başında şeyh geçinen yüzlerce kimse vardır. Bu kimseler, müslümanları şaşırtmış, kâtı'-i tarîk-ı ilâhî olmuşlardır. Yâni Ehl-i sünnet yolunu bozan, yol kesiciler vardır.

Âlimler Çok Azalmıştır

İslâm âlimlerinin en büyüklerinden olan İmâm-ı Rabbânî hazretleri, dörtyüz yıl önce buyurdu ki: (İslâm âlimleri, bugün garip oldu, azaldı. Şimdiki tarikatçıların yoluna bid'at karıştığı ve bu yol bozulduğu için, Resûlullahın sünnetine sarılmış olan büyük âlimleri, bu millet tanımaz oldu. Bu bilgisiz kimseler, milletin kalbini, bu bid'atlerle kazanmaya çalıştılar. Böyle yapmakla, dini yayacaklarını, hattâ İslâmiyyeti olgunlaştıracaklarını sandılar. Hâşâ öyle değildir. Bunlar dini yıkmaya çalışıyorlar. Allahü tealâ bunları doğru yola kavuştursun! Şimdi büyük âlimlerden pek az kalmıştır. İslâmiyyeti sevenlerin, bu âlimlerin talebelerine yardım etmeleri, onların yolunda gitmeleri lâzımdır.) [C.2, m.62]

Hadîs-i şerîflerde, (Kıyâmete yakın ilim azalır, cehâlet artar.), (İlmin azalması âlimlerin azalması ile olur. Câhil din adamları, kendi görüşleri ile fetvâ vererek fitne çıkarırlar, insanları doğru yoldan sapıtırlar.) ve (Her asır, önceki asırdan daha bozuk olur. Böylece kıyâmete kadar hep bozulur) buyuruldu. İnsanların en iyileri olan âlimlerin yazdıkları kitapları beğenmeyip, bozuk asırdaki bozuk adamlara ve onların bozuk kitaplarına aldanmaktan sakınmalıdır! (Hadîka)

İmâm-ı Mâlik hazretleri buyuruyor ki: (Fıkıh öğrenmeyip, tasavvuf ile uğraşan dinden çıkar, zındık olur. Fıkıh öğrenip tasavvuftan haberi olmıyan bid'at ehli, yâni sapık olur. Her ikisine kavuşan hakîkate varır.) [Merec-ül-bahreyn]

Farz-ı ayn olan fıkıh kitaplarını okumayıp, tefsîr okumak, câiz değildir. Zâten, bizim gibi mukallidlerin, tefsîrden fıkıh bilgisi öğrenmesi imkânsızdır. Cehenneme gidecekleri bildirilen 72 fırkanın âlimleri, tefsîrlerden yanlış ma'nâ anladıkları için, sapıttılar. Âlimler sapıtınca, bizim gibi câhillerin tefsîrden ne anlıyabileceğimizi düşünmeliyiz! Doğru yazılmış tefsîrleri okuyanlar, böyle felâkete düşerse, dinde reformcuların tefsîrlerini okuyan acaba ne olur?

Tayt Satmak

Suâl: Tayt denilen dar ve ince pantalonu dikip ve satmak uygun mudur?

Cevap: Hayır.

İlâh Yerine Padişah

Suâl: İlâh yerine padişah denir mi?

Cevap:İbâdet olmayan yerlerde câizdir.

Satışta Yanlışlık

Suâl: Bir, 2-3 milyonluk mallarım var. Yanlışlıkla,3 milyonluk mal, bir milyonlukların arasına karışmış. Bunu da bir müşteriye sattım. Alış-verişi feshedebilir miyim?)

Cevap:Fesh, yani alışverişten vazgeçmek, tek taraflı olmaz. Alıcı da râzı olursa feshedebilirsiniz.

Namazı Bozmak

Suâl: Cemâ'atle namaz kılarken safta sar'a tutan veya bayılan biri ile ilgilenmek için namazı bozmak câiz mi?

Cevap: Evet.

Yazılı Elbise

Suâl: Üstünde yazı bulunan elbise ile namaz kılmak mekrûh olur mu?

Cevap: Evet.

Tokalaştıktan Sonra

Suâl: Musâfeha ettikten sonra eli yüze sürmek bid'at mıdır?

Cevap: Evet.

Abla Kızı

Suâl: Öz ablamın kızı ile, dönüşü imkânsız bir yola girdik. Evlenmek istiyoruz. Evlenmemiz câiz midir?

Cevap: Abla kızı da, aynen abla gibidir. Evlenmek aslâ câiz değildir. Nîsâ sûresinin 23. âyet-i kerîmesinde harâm olduğu açıkça yazılıdır. Ablanızın kızının kızı ile de ve bütün torunları ile evlenmeniz câiz değildir.

Hıristiyanlık ve yahudilikte bile abla kızıyla evlenmek câiz değildir. Amca ve dayı ile, hala ve teyze ile de evlenilmez. (Nîsâ 23)

Zaten kanunen de abla kızı ile evlenmek suçtur. [Medenî kanun m.88-96]

Suç işliyerek evlenilse bile, kanun bunları derhal ayırır ve cezâlandırır.

Estetik Ameliyat

Suâl: Yanlış hatırlamıyorsam, sağlığa zararlı ise estetik ameliyat olunur diye yazmıştınız. Burnumun üstündeki kemik çıkıntısını düzeltmem günâh mıdır?

Cevap: Yanlış hatırlıyorsunuz. Sağlığa zararlı olmasa da, nefreti mucup durum varsa, o da estetik ameliyatla düzeltilir. Fakat burnum biraz büyük diyerek ameliyatla küçültmek doğru olmaz. İnsanların nefretine sebep olan şeyleri düzeltmek günâh olmaz. (R. Muhtar)

Tefsîr-i Merâği

Suâl: Tefsîr-i Merâği'nin yazarı Mısırlı Mustafa Merâği kimdir?

Cevap: Yüksek İslâm Enstitüsü eski Müdürü AHMED DAVUDOĞLU Hoca, "Din Tamir Dâvasında DİN TAHRİPÇİLERİ" isimli kitâbında özetle diyor ki:

(M.Abduh'un tilmizi [çömezi] Merâği'nin Ezher rektörlüğü benim Mısır'da talebeliğim zamanına rastladığı için kendisini tanırım. Şeyhulislam Mustafa Sabri efendi gibi hakîkî İslâm âlimleri, Abduh'u, bunu ve emsâlini haklı olarak tenkîd etmiştir. Fakat Merâği, cevap verecek vasıfta değildi. Merâği, üstâdı M.Abduh ve üstadinin üstâdı Efgânî gibi bir çok tashîhi güç hatâlara düştü. Birkaçı şöyle:

1- Merâği, üstâdı Abduh ve arkadaşı Reşit Rızâ gibi mu'cizelere inanmaz.

2- Fıkıh dinden değil der. Kur'ânda fıkıh öğrenmek emrediliyor. (Tevbe 122) Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki: (Allah kimin hayrını murâd ederse, onu dinde fakîh kılar) [Buhârî]

3- Arap olmıyanın, Kur'ân tercümesi ile namaz kılması câiz ve hattâ daha iyi diyor.

İbni Kesîr Tefsîri

Suâl: İbni Kesîr'in tefsîri uygun mudur?

Cevap: Tefsîrini hadîslerle açıklamış ve kendi görüşlerini de karıştırmış olduğu Keşfüz-zunûnde yazılıdır.

Şâm âlimlerinden üstâd Abdülganî hazretleri, Fadl-üz-zâkirîn kitâbında, (İbni Kesîr tefsîri'ni okumamalıdır. Çünkü içinde dalâlât-i kesîre vardır. İnsanların i'tikâdlarının bozulmasından korkup endişe ettiğim için İbni Kesîr'in tefsîrini, İbni Teymiyye ve İbni Kayyım'ın kitaplarının okunmasını hiç tavsiye etmem. Çünkü bunların kitaplarında o kadar çok sapık ve bozuk sözler var ki, herkes bunları ayırdedemez. Bunları ancak rasih ilimli âlimler anlıyabilir. (Fadl-üz-zâkirîn s. 24)

Bir kitapta, i'tikâdı zedeliyen, insanı küfre düşürücü bir ifâde bulunursa, elbette o kitap çok zararlıdır. Ba'zı mezhepsizler, (Kitaptaki faydalı yerlerini alır, zararlılarını atarım.) diyor. Halbuki kitap bilgi öğrenmek için okunur. Faydalısını zararlısından ayırabilen kimsenin o kitâbı okumasına ne lüzûm var? Bildiği şeyleri niçin okusun? Bilmediklerini öğrenmek için okuyorsa, bilmediği birşey onu küfre düşürebilir, ebedî felâketine sebep olabilir. Bunun için mezhepsizlerin kitaplarını okumak çok zararlıdır.

| BAŞA DÖN |