AYİN - SEMA İLE İLGİLİ MESELELER
- Ayin ve sema
nedir?
- Tarikatlarda topluca yapılan zikre genellikle
ayin veya sema adı verilir. Ayin merasim, adet, tören ve şölen anlamlarına
Farsça bir kelimedir. Sema ise işitmek, işittirmek ve dinlemek anlamına gelen
Arapça bir kelimedir. Daha sonraları, önce musiki ve ilahî dinlemek anlamına,
ardından da musiki ve musiki ile birlikte yapılan ritmik hareketler anlamına
kullanılmıştır. İlk devir sûfileri, meclislerinde Kur'an'dan sonra güzel sesli
kimselerden Allah ve Peygamber sevgisini anlatan ahiret ve ölüm konularını
işleyen manzum ve mensur parçalar dinlerdi. Güzel sesle okunan Kur'an ve
ilahîleri dinlerken de "Elest bezmi" hatırlanıp "Elestü bi-rabbiküm" hitabı
fiilen duyulmak istenirdi. Bu amaçla başlayan bu zikir toplantıları, her
tarikata göre ayrı adlar alarak kendi usul ve yöntemlerine göre şekillenmiş
oldu. Mesela Mevlevîlerin zikrine sema, Kadîrilerinkine devrân, Sa'dîlerinkine
kıyâm, Nakşîlerinkine hatm-i hâcegân gibi adlar
verildi.
- Hatm-i hâcegân nedir? Peygamberimiz ve
hulefa-i raşidînden örneklendirir misiniz?
- Hatm-i
hâcegân Nakşbendiyye tarikatında toplu zikre verilen addır. Hz. Peygamber ve
hulefa-i raşidîn döneminde böyle bir uygulamanın olup olmadığını soruyorsunuz.
Asr-ı saadette bizzat Hz. Peygamberin toplu zikir yaptırdığını gösteren
rivayetler vardır. Ahmed b. Hanbel'in naklettiği bir olay şöyledir: "Şeddad b.
Evs anlatıyor:
Hz. Peygamberle beraber bir evde idik. Bize
sordu: "İçinizde garib; yani ehl-i kitaptan bir kimse var mı?" Biz:
"Hayır" dedik. Sonra kapıyı kapatmamızı emretti ve şöyle dedi. "Ellerinizi
kaldırın ve Lâ ilahe illallah deyin." Ellerimizi kaldırdık ve la ilahe
illallah dedik. Sonra Hz. Peygamber: "Allah'a hamdolsun. Ya Rabbi, sen beni
bu kelime ile gönderdin, bana bunu emrettin ve onda bana cenneti vaad ettin. Sen
vaadinden dönmezsin." dedi. Sonra da şöyle buyurdu: "Sevinmez misiniz,
Allah sizin hepinizi afvetti" (Müsned, IV,
124) Bu hadiste geçtiği gibi insanların tevhid
kelimesi veya başka ilahî isimlerle zikretmek üzere bir araya gelmeleri
sünnetteki uygulamaya uygundur. Allah Raslü'nün "İçinizde yabancı (garib) var
mı?" buyurarak aralarında yapacakları işi yadırgayacak bir kimsenin bulunup
bulunmadığını kontrol etmesi, Hatm-i hacegana ehl-i tarik olmayan yabancıların
alınmamasının dayanağıdır. Toplu zikrin asr-ı saadetteki bir başka örneği Ebû
Saîd el-Hudrî'den gelen bir rivayette anlatılmaktadır. Bu rivayete göre Allah
Rasûlü birgün halka teşkil etmiş bulunan bir sahabe topluluğunun yanına vardı.
Onlara niçin böyle oturduklarını sordu. Onlar da: "Kendilerine başta İslam olmak
üzere pekçok nimetler veren Allah'ı zikretmek için bir araya geldiklerini"
anlattılar. Peygamberimiz tekrar: "Siz gerçekten sadece Allah' ı zikretmek
için mi toplandınız?" diye ısrarla sorunca sahabîler: "Vallahi sadece bu
maksadla bir araya geldik." diye yemin ettiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber:
"Israrla sormam sizi itham ettiğim için değildi. Cebrail bana: "Allah'ın
sizlerle meleklerine karşı iftihar ettiğini haber verince ben de sizin tam
olarak ne ile meşgul olduğunuzu anlamak istedim." (bk. Müslim, Zikir, hadis: 2701) buyurdu.