Bir harpte Hazreti Ali (r.a.) bir kâfirle çarpışıyor ve kâfir usta bir savaşçı olduğu için bir türlü mağlup edemiyordu. Tam karşı karşıya geldikleri bir sırada Hazreti Ali:
— «Ya Allah!» diyerek kâfirin üzerine hücum edip yere yatırdı. Çıkıp göğsü üzerine oturduktan sonra hançerini çıkarıp geberteceği sırada kâfir Hazreti Ali'nin yüzüne tükürdü. Kâfir, bunu Hazreti Ali gazaba gelsin de; daha çabuk öldürsün diye yapmıştı.
Hazreti Ali hemen kâfirin üzerinden kalkarak onun da ayağa kalkmasına müsaade etti. Kâfir şaşırmıştı:
— Ya Ali, ben seni kızdırmak için yüzüne tukurdum, sense beni tam öldüreceğin sırada serbest bıraktın. Bunun sebebi nedir? diye sordu. Hazreti Ali kâfire şu cevabı verdi:
— Ben bu harp meydanında Allah rızası için çarpışıyorum... Sen yüzüme tükürdüğün zaman içimde sana karşı bir hissi nefret belirdi, seni öldürmüş olsa idim Allah için değil de nefsime yapılan hakaretten dolayı öldürmüş olacaktım. Bundan dolayı seni öldürmekten vazgeçtim, dedi.
Kâfir Hazreti Ali'nin bu âlicenaplığına hayran kalarak İslâmiyeti kabul edeceğini ve İslâm dinini ta'rif etmesini istedi. Hazreti Ali İslâmiyetin şartlarını öğretip adam şehadet kelimesi getirerek müslüman oldu.
* * *