Hazreti Peygamber (s.a.v.) Efendimiz ve Ebu Bekir Sıddık (r.a.) hazretleri, bir gün, Mekke sokaklarından giderken; müşrikler mahallesinde kafirlerin saldırısına uğradılar. Mütecavizlerden bilhassa, Utbe bin Rabia, Hazreti Ebu Bekr'e, öyle bir tokat attı ki, yüzü tanınmayacak hale geldi. Bu hale şahit olan Beni Temim kabilesinden bir grup; Hazreti Ebu Bekir'i, evine götürdüler. Hazreti Ebu Bekir bayılmıştı... Biraz sonra kendine gelir gibi olunca ilk sözü :
— Muhammed nasıl acaba? diye sormak oldu.
Orada bulunanlardan bazıları Ebu Bekir (r.a.)'in bu halini ayıplamak istediler... Onlara göre, onun yüzünün gözünün şişmesine Muhammed (s.a.v.) sebeb olmuştu. Fakat Hazreti Ebu Bekir, arzusunda ısrar ediyordu. Biraz sonra annesi Ümmü Hayr, bir miktar yiyecek getirdi, Oğluna şunları ye!.. Bir miktar kendine gelirsin... Ondan sonra Muhammed'in durumunu öğreniriz» dedi.
Hazreti Ebu Bekir ısrar ediyor:
— Peygamber hakkında bir malûmat almadıkça ağzıma bir şey koymayacağım diyordu...
Annesi:
— Emin ol ki, hiçbir malûmatım olmadı, deyince de :
— Öyleyse Hatab'ın kızı Ümmü Cemil'e (Hazreti Ömer'in kardeşi) gidip haber getir, dedi.
ümmü Cemil (r.a.) hadiseyi duyunca o kadar korkmuş ki, hazreti Ebu Bekir'in annesi gelip de Resûlüllah'ı sorunca, tanıdığını belli etmek istemedi :
— Ben ne Muhammedi, ne de Ebu Bekir'i tanırım... Fakat isterseniz evinize kadar sizinle gidebilirim, dedi.
Ümmü Hayr; «Çok memnun olurum!» deyince de beraber yola düşüp Hazreti Ebu Bekir'in evine geldiler. Ümmü Cemil, Hazreti Ebu Bekir'in o halini görünce çok üzüldü. «Bunu ancak hayasız putperestler yapmışlardır» diyerek haykırdı.
Hazreti Ebu Bekir, Ümmü Cemil'in sözlerini keserek:
— Söyle bana, Peygamber ne halde? diye sordu. Ümmü Cemil, Annenin yanında söylemem olur mu diye işaret edince, hazreti Ebu Bekir (r.a.) :
— Annemin yanında sır saklamaya lüzum yoktur. Sen bana Resûlüllah'tan haber ver! Ne haldedir Peygamber, dedi.
Ümmü Cemil cevap verdi :
— Peygamber, sağ salim Ibn Arkam'm evindeler.
Hazreti Ebu Bekir, hala bir şey yemiyor, «Resûlüllah'a kavuşuncaya kadar bir şey yemeyeceğim» diye ısrar ediyordu.
Gecenin olmasını beklediler... Ortalık iyice karanlıklaşıp sokakta gidenin kim olduğu belli olmayacak hale kadar beklediler ve Resûlüllah'ın huzuruna varan Ebu Bekir (r.a.) ancak ondan sonra yemek yemeye razı oldu.
* * *