Cüneyd-i Bağdadî Hazretleri, bir gün bir camide iken, bir genç gelip:
— Allah rızası için bana yardım edin. Ben yardıma muhtaç bir kimseyim, der.
Cüneyd-i Bağdadî hazretleri bakar ki genç sapa - sağlam bir insan, bu genç bu haliyle dilencilik yapmaya utanmaz mı ? Niye çalışıp kazanmaz da dilencilikle kendini küçük duruma düşürür,, diye düşünür.
O gece Cüneyd-i Bağdadî hazretleri bir rüya görür... Rüyasında; camide gördüğü gencin vücûdu bir kebap yapılıp bir tepsiye konmuş, önüne getirilir. Cüneyd-i Bağdadî hazretlerine :
— Bunu yiyeceksin, derler. Hazret, «o insan etidir, yenir mi?» diye karşılık verdiğinde :
— Ya dün camide nasıl yiyordun... Yine öyle yiyeceksin!., derler. Daha sonrasını Cüneyd-i Bağdadî hazretleri şöyle anlatıyor:
— Meğer gıybet etmişim! Hemen korku ile uyandım. Abdest alıp iki rek'at namaz kıldım... Tevbe istiğfar ettim... Sabah olunca, hakkkında konuştuğum genci aramak için dışarı çıktım... Aradım, aradım, nihayet genci, Dicle nehri kıyılarında buldum ki, önüne tere koymuş, onları yiyor.
Genç benim geldiğimi görünce, başını kaldırarak:
— Ey Cüneyd! Camide benim hakkımda kötü düşündüğün için, tevbe edip pişmanlık duydun mu? diye sordu... Ben:
— Evet! dedim... Hakkında konuştuğum genç, bana:
— O halde üzülme git! dedi ve şu Âyeti Kerimeyi okuyarak kayboldu: «Ve O Zattır ki kullarının tövbelerini kabul eder, günahlarını afv eder ve ne yaptıklarını bilir.»
* * *