Cafer-i Huldî Hazretleri, Hayrun - Nessac Hazretlerine:
— Senin mesleğin dokumacılık mıdır? diye sordu. Hayrun - Nessac Hazretleri O'na:
— Hayır!, diye cevap verdi. Hazreti Cafer:
— Öyle ise sana niçin Nessaç (bez dokuyucu) diyorlar, diye sorunca, Hayrun-Nessaç Hazretleri sebebini şöyle anlattı:
— Ben bir zamanlar bir daha taze hurma yemeyeceğim, diye Allah'a ahdetmiştim. Bir gün nefsim çok fazla taze hurma arzuladı. Gittim, çarşıdan bir miktar taze hurma aldım. Bir kenara çekilip yiyecektim. Bir tanesini yeyince karşımda bana bakan bir adam gördüm:
— «Seni kaçkın seni», diyerek beni yakaladı.
Meğer adamın Kayr adli bir kölesi varmış, kaçmış... Beni ona benzetmiş, insanlar başıma üşüştüler:
— Vallahi bu senin kölen Hayr'dır, dediler.
Şaşırdım kaldım.
Nasıl belâya uğradığımı ve günahımı anladım. Ama iş işten geçmişti. O beni diğer bez dokuyan kölelerinin yanına götürdü-:
— Ey efendisinden kaçan köle! Daha evvel ne yapıyorsan şimdi de onu yapacaksın. Kaçıp da kurtulacağını mı sandın? Geç bakalım işinin başına!, dedi.
Ben çaresiz kalmıştım. Geçtim bez tezgâhının başına, başladım dokumaya... Sanki kırk yıllık dokumacı imiş gibi dokumaya başladım.
Dört ay kadar orada bez dokudum. Birgün sabah namazı vakti idi. Abdest alıp mescide girdim, iki rekat namaz kıldıktan sonra:
— Ya Rabbi! Bir daha ahdimden dönmeyeceğim. Sen beni bu işten kurtar!, diye dua ettim.
Sabahleyin Hayr isimli kölenin benzerliği benden gitti, eski halime çevirdi Allah (C.C.) beni... Asıl suretime döndüğümü gören adam, beni serbest bıraktı, memleketime geri geldim. Böylece de o belâdan kurtulmuş oldum, işte bez dokuyucusu mânâsına (Nessaç) ismi bana bu hâdiseden kaldı. Bu isim bana Hak Teâlâ'nın verdiği bir cezadan dolayıdır.
* * *