Silsile-i Saadâttan Hace Abdul Halık-ı Gucdüvanî Hazretleri müridleri ve muhipleri ile sohbet ederken tekkeye derviş kılığında, elinde tesbihi arkasında hırkası ve omuzunda seccadesi ile bir genç geldi. Cemaat kalabalıktı. Sohbet aşure günü yapılmakta idi. Genç mütevazi bir halde selâm verdikten sonra bir köşeye çekilip oturdu. Bir müddet Hazreti Şeyhin sohbetini dinledikten sonra ayağa kalkıp:
— Ya Şeyh! Hazreti Peygamber Efendimiz, «Mü'minin bakışından korkunuz, çünkü o Allah'ın nuruyla bakar» buyurmaktadır. Bu Hadîs-i Şerifin sırrı nedir? dedi.
Hace Abdulhalık Gucdüvanî Hazretleri:
— Bu hadisin sırrı şudur: Sen zünnarı kesmelisin ve îman etmelisin, buyurdular. (Zünnar hristiyanlar tarafından bele bağlanan ve küfür alâmeti olarak kabul edilen bir kuşaktır.)
Şeyh Hazretlerinin bu sözleri üzerine o genç:
— Allah'a sığınırım böyle kötü hareketten. Benim zünnarım mı var?, dedi.
Şeyh hizmetçisine işaret ederek gencin sırtını açmasını emretti. Hizmetçi kalkıp açtığında gencin belindeki zünnar gözüktü. Oradakiler hayrette kalıp şeyhin ayaklarına kapandılar. Genç de belindeki zünnarı kesip müslüman oldu ve islâh-ı nefs etti. İmana geldi.
Daha sonra Hazreti Şeyh, şöyle buyurdu:
— Ey dostlar, geliniz biz de zunnarımızı keselim... İman getirelim. Bu genç maddî zünnarını kesti müslüman oldu. Biz de batınî zünnarımızı keselim, o ise; kibir ve gururdur, deyişleri arasında acaip haller zuhur etmeye başladı.
Hepsi tekrar tecdid-i îman edip, tevbe istiğfar ettiler.
* * *