Eskiden iki talebe Ramazanda va'z etmek için yer bulmak üzere beraber çıkarlar. Geze geze bir köye varıp misafir olurlar. Ev sahibi talebeleri imtihan etmek ister. Birisi dışarı abdest almaya çıkınca içerdekine: «Arkadaşın nasıl, memnun musun bari?» diye sorar.
Talebe: «Ne iyisi öküzün biri, hiçbir şeyden haberi yok, lâf anlamazın teki ama, işte ne yapalım bir kere beraber çıkmış bulunuyoruz.» der.
Dışarı çıkan gelip içerdeki çıkınca bu sefer köylü ona sorar: «Arkadaşın nasıl?» diye.
O da daha iyi bir şey söylemez: «Eşek gibi bir arkadaş» der.
Talebelere kendisine göre not veren köylü, yemek vakti olunca yemek sofrasını getirip ortaya koyor. Herkes önündeki tabağın kapağını açar, bakar ki, talebelerin tabaklarından birinde saman birinde arpa var. Köylü kendi önündeki tabağa ise normal yiyeceklerden hazırlanmış yemek koymuştur.
Talebeler şaşırır bu işe... Birbirine bakmaya başlarlar.
Köylü:
— Neye hayret ettiniz. Biriniz birinize öküz, biriniz birinize eşek dediniz. Ben de o hayvanların yiyeceği yemlerden koydum. Ben ise insan olduğum için, herhalde sizin yediğiniz, yemlerden yememem lâzım, dedi.
* * *