Eshaptan birinin, evine bir yerden bir koyun başı gelmişti. Evde başka yiyecekleri de yoktu. Hanımına onu hazırlamasını söyledi. Pişirdiler, hazırladılar; tam yiyecekleri zaman bir komşu gelip:
— Günlerden beri açız. Bize verecek bir şeyiniz yok mu? dedi. Onlar yemeye hazırlandıkları kelleyi verdiler.
Kelleyi alan sahabi eve götürdü, sevinç içinde çocukları ile yiyeceği bir sırada başka bir komşu bu sefer onlara gelip:
— Günlerden beri açız, bize verecek bir şeyiniz yok mu? dedi Onlar da komşudan aldıkları kelleyi, tadına bile bakmadan verdiler. Bu arada kelleyi ilk veren zat, komşudan bir şeyler almak için başka bir sahabinin evini çaldığında, onlar da önlerine koymuş bir kelle yemeye hazırlanıyorlardı. O gelip de:
— Günlerden beri açız, bize verecek bir şeyiniz yok mu? deyince, önlerindeki kelleyi hiç tereddüt etmeden komşularına verdiler.
Kelleyi ilk veren eve getirip de baktığında, kendisine verilen kellenin, kendisinin verdiği kelle olduğunu anladı. Daha sonra soruşturup öğrendi ki, o koyun kellesi kendisine geri gelinceye kadar dokuz ev dolaşmış.
* * *