Hazreti Ali Kerremellahü Veçhe bir elinde katran bardağı, öbür elinde bir paçavra olduğu halde sür'atle gitmekte olan Hazreti Ömer'e rastlayıp:
— Nereye böyle ya Ömer! diye seslendi. Hazreti Ömer, elindeki bezi gösterip:
— Bu örtü yaralı bir deveden düşmüş. Yaralı olduğuna göre şimdi onu sinekler rahatsız etmektedir. Şu elimdeki katranı onun yarasına süreceğim ki, sinekler onu rahatsız etmesin, dedi.
Hazreti Ali'nin:
— Ya Ömer! Senden sonraki halifelere adalete dair hiçbir şey bı-rakmıyacak mısın? demesi üzerine de:
— Ya Ali! Sen ne dersin, ben şu anda o kadar ağır bir yükün altındayım ki, Dicle Nehrinin köprüsü delinse de, oradan geçen bir hayvanın ayağı kırılsa, Allah'ın beni hesaba çekeceğinden korkarım, dedi ve deveye yetişmek üzere yoluna devam etti.
* * *