Okuyucularımız, çok zaman faydalı suâl soruyorlar. Biz de araştırıyor, ehline soruyor, cevabını yazıyoruz. Böylece o okuyucu ile birlikte, diğer okuyucularımız da bundan istifade ediyor. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (İlim bir hazine, suâl ise anahtardır. Sorun ki öğrenin! Bir suâl sayesinde dört kişi sevab alır. Suâl soran, cevap veren, dinliyen ve bunları sevenler.) [Ebu Nuaym]
Okuyucularımızdan bazıları ise, (Hz. İbrahimin kestiği koçun etini kimler yedi?), (Falanca âlimin anasının adı neydi?), (Yunüs aleyhisselamı yutan balık, erkek miydi?) gibi suâller soruyorlar. Dürr-ül-muhtarın Tahtavi haşiyesinde buyuruluyor ki:
(İnsanın bilmesi gerekmiyen şeyleri münakaşa etmesi mekruhtur. Öğrenilmesi emredilmemiş olan şeyleri sormak caiz değildir. Mesela Hz. Lokman peygamber midir? Cin, insanlara nasıl görünür? Hz. İsa gökten ne zaman inecek? Buna benzer şeyler sormamalı, çünkü bunları öğrenmekle emrolunmadık.)
Bugün çok kimse, Ehl-i sünnet itikadını bilmiyor. Öğrenmesi farz-ı ayn olan bilgilerden habersizdir. Faiz çeşitlerini, hatta yemeğin farzlarını bile bilmez iken, dünya ve ahirette gerekmiyen şeyleri soruyorlar. Biz de (Bilmiyoruz) diye cevap verince, (Bir bilene sor) diyorlar. Zaten biz, bilmediklerimizi bir bilene soruyoruz. Fakat bilinmesi gerekmiyenleri sormak lüzumsuzdur. Dünya ve ahirete yaramıyan suâlleri sormak ve her suâle cevap vermeye kalkmak ve (Ben bilirim) demek doğru değildir. Kur'an-ı kerimde de mealen buyuruldu ki:
(Her ilim sahibinin üstünde, daha iyi bilen vardır.) [Yusüf 76]
Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki: (Âlimim diyen cahildir.) [Taberânî]
(Çok suâl sormaktan sakının! Sizden öncekiler, bu yüzden helak oldu.) [İ. Maverdi]
(Sizi çok suâl sormaktan nehyediyorum.) [Taberânî]
(Allah rızasından başka bir maksatla ilim öğrenen veya ilmini dünya menfaatine alet eden Cehenneme gidecektir.) [Tirmizî]
(İlmi, âlimlerle yarışmak, cahillerle münakaşa edip susturmak ve insanlar yanında itibar kazanmak için öğrenen Cehenneme gidecektir.) [Tirmizî]
Şu hâlde, lüzumsuz suâl ve başka maksatlarla suâl sormak doğru değildir. İmtihan gayesiyle karşısındakini sıkıştırmak için suâl sormak da uygun değildir. Hadis-i şerifte, (Öğrenmek için suâl sorun! Kötü maksatla suâl sormayın!) buyuruldu. (Deylemî)
Suâli uygun sorabilmek, o kişinin ilmini gösterir. Hadis-i şerifte, (Güzel suâl, ilmin yarısıdır) buyuruldu. (Taberânî)
İlmi, öğrenip amel etmek isteyen kimseye öğretmelidir! İlmin kıymetini bilmiyen, laf olsun diye öğrenmek isteyene, ilim öğretmek doğru olmaz. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(İlmi, ehli olmıyana öğretmek onu kaybetmek demektir.) [İbni Ebi Şeybe]
(Bazı kavimler gelecek, fakihleri, ince ve karışık meseleleri ele alacak, halkı şaşırtacaklardır. İşte bunlar, ümmetimin şerlileridir.) [Taberânî]