İslâmiyet ve kölelik
Sual: Kölelik sistemini İslamiyet kurmuş gibi, bazı dinsizler İslamiyeti kötülüyorlar. Bu hususta bilgi verir misiniz?
İslamiyet, Yunan ve Roma’da görülen köleliğin kaldırılması için bir çok tedbirler bildirmektedir. Hem de kölelere iyi muamele edilmesini emretmektedir. Kur'an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki:
(Kölelere iyilik edin) [Nisa 36]
(Yanlışlıkla bir adam öldürenin, bir köle azad etmesi gerekir.) [Nisa 92]
(Yemin kefareti için on fakiri doyurmak, giydirmek veya bir köle azat etmek gerekir.) [Maide 89]
(Bir mal karşılığı kölelikten kurtulmak isteyenlere yardım edin.) [Nur 33]
(Savaşta alınan esirlere iyilik edin veya fidye alarak bırakın.) [Muhammed 4]
Celaleyn tefsirinde, (İyilik edin demek, esirleri karşılıksız olarak serbest bırakın demektir. Fidyeden maksat da, mal ile veya esirleri mübadele etmek suretiyle serbest bırakın demektir) buyuruluyor. Savaşta alınan esirler, fidye ile de serbest bırakılmazsa, canımızı ve malımızı almaya gelen bu düşmanlara, (isterseniz köle olarak kalabilirsiniz) deniyor. Kabul edenler de köle oluyor.
Böyle bir düşmanı öldürmeyip, kendi rızası ile köle olarak kullanmak normal değil midir? Bugün dünyada ekmek parası için kölelik yapanlar az mıdır? İslâmiyet, normal insanı köle etmiyor. Bir çok ülkede cana kıyan insanlar, köle edilmiyor, idam ediliyor. İslamiyet de cana kasteden böyle düşmanları, öldürülmüyor, razı olursa köle oluyorlardı.
Dinimiz, böyle bir sebeple köle olan insanı bile, azat etmek için çeşitli yollar koymuş ve köle azat etmeyi ibâdet olarak bildirmiştir. Mesela Ramazan orucunu bozanın; bunun kefareti olarak, varsa bir köle azat etmesi gerekir. Bunun gibi sebeplerle köle azat edilince, kölelik kendiliğinden kalkmış olur. Kadın köleye cariye denirdi. Dinimizde kölenin hakkı çok mühimdir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Azat edilen bir kölenin her uzvuna karşı, azat edenin uzuvları cehennemden azat olur.) (Buharî)
(Allahtan korkun, kölelere yediğinizden yedirin, güçleri yetmeyecek işleri teklif etmeyin ve asla onları üzmeyin.) [Ebu Dâvud]
(Hain olan ve kölesine kötü davranan cennete giremez.) [Tirmizî]
(Günde yetmiş defa kölenin işlediği hataları bağışlayın!) [Ebu Dâvud]
Bir kimse, suçundan dolayı kölesini döver. Kölesi, (Allah aşkına beni bırak) demesine rağmen dövmeye devam eder. Peygamber efendimiz, bunu duyunca (Allah aşkına beni bırak dediği hâlde onu niçin bırakmadın?) buyurur. O kişi, (Ya Resûlullah, suçumun cezası olarak bu köleyi azat ettim.) der. (Eğer azat etmeseydin, cehennem ateşi yüzünü yakıp karartırdı.) buyurdu. (İbni Mübarek)
Hz. Ömer, kölesiyle deveye nöbetleşe binerdi. Peygamber efendimiz bir savaşta bir köleyi kumandan seçmişti. Kölenin emrinde Eshab-ı kiramın ileri gelenleri de vardı.
Müslümanın kölesi, ahiret saadetine de kavuşur. Hadis-i şerifte, (Cennete ilk girecek olanlar; şehitler, efendisine hizmet ve Rabbine ibâdet eden köleler ve kalabalık aileye malik olan iffet sahibi fakirlerdir.) buyuruldu. (Tirmizî)
Peygamber efendimiz, Zeyd bin Harise’yi azat etti. Ana babası bunu almaya geldiler. Onlarla gitmeye razı olmadı. (Ben yine Resulullaha hizmet edeceğim) dedi.
Bütün bu misaller; dinimizdeki köleliğin, eski Mısır, Yunan ve Roma’daki gibi bir esaret olmadığını açıkça göstermektedir.