Kâinat, düzenli hayat ve İslamiyet

Sual: Bir ateist, “Müslümanlık şekilcilik dinidir. Namazın, orucun, haccın belli şekilleri vardır. Kâbe etrafında dönmek, şeytan taşlamak, kurban kesmek tam bir şekilciliktir. Eğer bu şekilcilik olmasa, Müslüman olurdum” diyormuş. Cevap verir misiniz?

CEVAP

Canlı cansız bütün varlıklar bir düzen içindedir. Her maddenin yapısında, her olayda, her reaksiyonda, hiç değişmiyen bir düzen, bir matematik bağlantı vardır. Bunlara fizik, kimya, astronomi ve biyoloji kanunları diyoruz. Bu değişmez düzenden faydalanarak, insanlar fabrikalar kuruyor, ilaçlar imal ediyor, radyolar, televizyonlar, elektronik beyinler yapıyor. Mahlûklarda, bu düzen olmasaydı, herşey rastgele olsaydı, bunların hiçbiri yapılamazdı. Herşey bozulur, yok olurdu.

Varlıkların düzenli, bağlantılı, kanunlu olmaları; bunların kendiliklerinden, rastgele var olmadıklarını; herşeyin bilgili, kudretli, gören, işiten, dilediğini yapan bir zat tarafından var edildiğini göstermektedir. O, dilediğini var veya yok eder. Birşeyi var etmeye ve yok etmeye, başka şeyleri sebep yapmıştır. Bu sebepleri yaratmasaydı, varlıkların arasında bu düzen olmazdı. Herşey karmakarışık olurdu. Fen, medeniyet hâsıl olamazdı. Bir yaratıcının olduğu da bilinemezdi.

O, varlığını bu düzen ile belli ettiği gibi, insanlara çok acıyarak, var olduğunu da ayrıca bildirmiştir. Âdem aleyhisselamdan başlıyarak, her asırda, dünyanın her yerindeki insanlar arasından en iyi, en üstün olarak yarattığı birisine melek ile haber vererek, kendini bildirmiş ve insanların dünyada ve ahirette rahat etmeleri, iyi yaşamaları için, ne yapmaları ve nelerden sakınmaları gerektiğini açıklamıştır. Böyle üstün insanlara Peygamber, bildirdiklerine de Din denir.

İnsanlar eski şeyleri unuttukları için ve her zaman bulunan kötü kimseler, peygamberlerin kitaplarını ve sözlerini değiştirdiklerinden, eski dinler unutulmuş, bozulmuştur. Kötü insanlar, uydurma dinler de meydana getirmişlerdir. Herşeyi yaratan yüce Allah, insanlara çok acıdığı için, kullarına son bir peygamber ve yeni bir din göndermiştir. Bu dini, kıyamete kadar koruyacağını, kötü insanlar saldıracaklar, değiştirmeye, bozmaya kalkışacaklar ise de, kendisi bunu, bozulmamış olarak her yere yayacağını müjdelemiştir.

Ateistin şekilcilikten maksadı, dinî kurallar olsa gerektir. Kuralsız bir din olamıyacağı gibi, kuralsız bir dernek bile olmaz. Hatta kuralsız oyun bile olmaz. Bir futbol oyununda birçok kural vardır. Mesela kale olmasa nasıl oynanır? Kuralsız, düzensiz hayat olmaz. Dünyanın dönüşü, Ay’ın ve yıldızların hareketleri belli bir kural içindedir.

İslâmiyet kurallar dinidir

Kâinatta, insan ve hayvan vücudu nasıl bir kurallar zinciri içinde ise, İslâmiyette de belli kurallar vardır. Kuralsız ibadet olmaz. Beş vakitteki namazın vakti, rekât sayısı, kıyam, rükû ve secdelerin nasıl yapılacağı, her yerde nelerin okunacağı bir kural hâlinde bildirilmiştir. Vakit girmeden namaz kılınamaz. Sabahın farzı ikidir, üç olarak kılınırsa kabul olmaz. Akşamın farzı üçtür, iki veya dört rekât kılınırsa kabul olmaz. Dini değiştirdiği için bid’at çıkarmış olur, diğer ibadetleri de kabul olmaz. Orucun hangi ayda tutulacağı, nelerin orucu bozacağı bir kural hâlinde bildirilmiştir.

Haccın nasıl yapılacağı, tavafta nasıl dönüleceği, şeytanın ne zaman ve nasıl taşlanacağı, şükür kurbanının nerede ve ne zaman kesileceği ve ihrama bürünen hacıların, ihramlı iken neler yapamıyacağı bir kural hâlinde bildirilmiştir. Zekâtta zenginliğin ölçüsü ve ne oranda kimlere verileceği bir kural hâlinde bildirilmiştir. Kimlerin kimlerle evleneceği veya evlenemiyeceği bir kural hâlinde bildirilmiştir. Mesela bir kimse mahremleri ile evlenemediği gibi, başkasının nikâhlısı ile de evlenemez. Evlenirse, bir anarşi çıkar. Dinimizde hangi şeyin haram, hangisinin helal olduğu da bir kural hâlinde bildirilmiştir.

Şekilsiz, kuralsız din arayan bulamaz. Amirsiz toplum olmaz. Bir köyde bile bir muhtar bulunur. Hatta bir ailede bile bir aile reisinin bulunması gerekir. Bir yerde iki reis, iki âmir olursa kargaşa çıkar. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruluyor ki: (Allahtan başka bir tanrı olsaydı, kâinattaki nizam bozulur, karmakarışık olurdu.) [Enbiya 22]

Herkes dini değiştirirse, ortaya insan sayısı kadar din çıkar. Artık bu değişik şekillere de din denmez, felsefe denir. Din ile felsefeyi birbirinden ayırmak gerekir.

geri    islamiyetvediğerdinler    ileri