Ahiret günü Allahı görmek

Sual: Allahı görmek mümkün müdür?

CEVAP

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyuruyor ki: (Ehl-i sünnet âlimleri, sözbirliği ile “Allahü teâlâ dünyada görülmez” buyurdu.) [m.283]

Kur’an-ı kerimde buyuruldu ki: (Onu [Allahı] gözler idrak edemez.) [Enam 103]
İmam-ı Nevevî, (Gözler idrak edemez demek, Onun zatının hakikatini gözler idrak edemez demektir. Yoksa rüyet haktır) buyurdu.

Evliyanın büyüklerinden Mevlana Halid-i Bağdadî hazretleri buyuruyor ki: (Dünyada Allahı gördüm diyen zındıktır. Evliyanın kalb gözü ile görmesi rüyet değildir.) [İtikadname]

İmam-ı Gazalî hazretleri de, (Allahı dünyada görmek mümkün olmaz) buyuruyor. (İhya)

Allahü teâlâ, Hz. Musa’ya buyurdu ki:

(Sen beni göremezsin.) [Araf 143]

İmam-ı Rabbanî, Mevlana Halid-i Bağdadî, Seyyid Abdülkadir-i Geylanî hazretleri gibi büyük zatlar ise, Peygamber efendimizin Miracda Allahı gördüğünü, ancak bunun dünya görmesi ile değil, ahiret görmesi ile görmek olduğunu bildirdiler.

Dünyada Allahı görmek imkansız olduğu için, Hz.Aişe, (Resulullah Allahı gördü diyen yalan söylemiş olur) buyurdu. (Buhârî)

 
Miracda Allahı gördü

Fıkh ve hadis ilimlerinde müctehid ve evliyanın büyüklerinden S. Abdülkadir-i Geylanî hazretleri buyuruyor ki:

(Mirac gecesi Resulullah, Allahü teâlâyı gördü. Çünkü Cabir bin Abdullah, Peygamber efendimizin (Necm) suresinde, (Elbette Onu gördü) ayet-i kerimesi üzerine, (Elbette Rabbimi gördüm) buyurduğunu ve aynı surenin (Sidret-ül-münteha yanında) ayet-i kerimesi üzerine, (Ben sidret-ül-müntehada Rabbimi gördüm. Öyle ki, ilahî vechinin nuru, benim için zahir oldu) buyurduğunu bildirmiştir. İsra suresini 17. ayetinin tefsirinde, İbni Abbas hazretleri buyurdu ki:

(Mirac gecesinde Resulullah, Allahü teâlâyı gördü.) [Gunye]

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyurdu ki:

(O Server, Mirac gecesinde Rabbini dünyada değil, ahirette gördü. Çünkü o Server, o gece, zaman ve mekan çevresinden dışarı çıktı. Ezelî ve ebedî bir an buldu. Başlangıcı ve sonu bir nokta olarak gördü. Cennete gideceklerin, binlerce yıl sonra, cennete gidişlerini ve cennette oluşlarını, o gece gördü. İşte o makamdaki görmek, dünyada görmek değildir. Ahiret görmesi ile görmektir. Bu görmeyi dünyada gördü demek de mecaz olarak söylenmiştir. Dünyadan gidip gördüğü ve yine dünyaya geldiği için dünyada gördü denilmiştir.) [m. 283]

(Allahü teâlâ, dünyada görülmez. Görülür diyen yalancıdır. Bu dünyada bu nimet nasip olsaydı, herkesten önce Hz. Musa görürdü. Peygamberimiz Miracda bu devletle şereflendi ise de, bu dünyada değildi. Cennete girip oradan gördü. Yani ahirette görmüş oldu.) [C.3, m.17]

Mevlana Halid-i Bağdadî buyuruyor ki:

(Resulullah, Allahı Miracda gördü. Bu görmesi dünyadaki görmek gibi değil idi.) [İtikadname]

Kur’an-ı kerimde, (Dünyada kör olan, ahirette de kör olur) buyurulması, kâfirler içindir. Müminler, ahirette Allahı görecektir. (Berîka)

Ehl-i sünnet âlimleri, (Allahı müminler görür, fakat cehennemde kâfirler göremez) buyuruyor.

İmam-ı Şafii ve İmam-ı Malik, Mutaffifin suresinin, ([Kâfirler] o gün Rablerini görmekten mahrum kalacaklar) mealindeki âyeti açıklarken buyuruyor ki:

(Bu ayet, müminlerin Allahü teâlâyı göreceklerine bir delildir. Öyle olmasaydı, kâfirler göremez buyurulmazdı.) [Hazin]

İmam-ı Rabbanî hazretleri, Enam suresinin 103. ayetini açıklarken, (Müminler, ahirette Allahı göreceklerdir) buyuruyor. [c.3, m. 44 ve 90]

Abdülhak-ı Dehlevî hazretleri, (Dünyada Allahü teâlâ anlaşılmadan bilineceği gibi, ahirette de anlaşılmadan görülecektir) buyuruyor.

 

Allah cennetten görülür

Kur’an-ı kerimde buyuruluyor ki: (Ahirette, [müminler] yüzleri nurlu ve parlak olarak, Rablerine, bakarlar.) [Kıyamet 22, 23]

(Güzel amel edenlere, hüsna [Cennet] ve ziyadesi de vardır.) [Yunus 26]

Buradaki ziyade kelimesini Resulullah efendimiz rüyet [Allahü teâlâyı görmek] olarak açıklayıp buyurdu ki:

(Dolunayı gördüğünüz gibi kıyamette Rabbinizi net görürsünüz.) [Buhârî]

Ahirette Allahü teâlânın görüleceğinde icma vardır. Mutezile inkâr edip diyor ki:

(Görmek için beş şart gerek: Görünen şey bir yerde olmalı, bir tarafta olmalı, karşısında olmalı, çok uzak ve çok yakın olmamalı ve gözden çıkan şualar o şeye ulaşmalı! Bakan ile bakılan şey arasında ışık olmak da şarttır. Bu şartlar Allah için söylenemez ve görmek imkansız olur.)

Bu şartlar dünya ölçüleri ile ilgilidir. Ahiret işleri, dünya işlerine hiç benzemez. Dünyanın batısında olan bir kör, Allahü teâlânın kudreti ile dünyanın doğusundaki bir karıncayı görür. Allahü teâlânın kudretinden şüphe edilmez. Tecelli genel ve özel olmak üzere iki kısımdır:

Genel tecelli bir cuma günü kadar olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki:

(Allahü teâlâ cennet ehline her cuma günü tecellî eder.) [C. sagir]

Özel tecellide cennettekiler eşit değildir. İlim ve ameldeki olgunluklarına göre görürler. En yüksek derecede olanlar, her zaman müşahede ederler. (Feraid-ül-fevaid)

Dünyada imandan mahrum olan, ahirette de rüyetten mahrum olur. (Medarik)

geri    mübarekgeceler    ileri