Merhamet, şefkat ve acımak
Sual: Merhamet etmek ne demektir? Dinimizde merhamet etmenin önemi nedir?
CEVAP
Merhamet etmek; acımak, şefkat göstermek demektir. Allahü tealanın esma-i hüsnasındaki Rahman, Rahim, Rauf gibi isimlerinin anlamı, merhamet eden, acıyan, şefkat gösteren demektir. Rahman, dünyadaki her mahluka acıyan, rahim ahirette yalnız müminlere acıyan demektir. Peygamberimizin şefkati, acıması çoktu. Tasavvuf, herkese acımak demektir. Şefkatli kimse, başkalarına dert, felaket gelmesinden üzülür, herkesin sıkıntıdan kurtulmasına çalışır. Allahü teâlâ eshab-ı kiramı, (birbirine merhametli, şefkatli) diye övüyor. Hadis-i şeriflerde de buyuruldu ki:
(Merhamet etmeyene Allah merhamet etmez, acımayana acımaz.) [Buharî]
(Yerdekilere acırsanız, göktekiler de size acır.) [Tirmizî]
(Allahü teâlânın mümine olan merhameti, şefkati, acıması bir annenin çocuğuna olan merhametinden daha üstündür.) [Buharî]
(Ana babanın yüzüne merhametle bakana, hac ve umre sevabı verilir) [İ.Rafiî]
(Güçsüzlere, hastalara, yaşlılara ve küçüklere merhamet edin, acıyın) [Şir’a]
(Allahü teâlâ, yarattığı yüz rahmetten birini mahlukat arasında taksim etti. Bu sebeple anne evladına şefkat eder, hayvanlar, yavrularını sever ve bütün mahlukat birbirine acır.) [Ebu Yala]
(Müminler merhamette bir vücut gibidir. Vücudun bir yeri rahatsız olunca, bütün vücut, rahatsız olduğu gibi, Müslümanlar da birbirine acımalıdır!) [Buharî]
(Cahiller arasında kalan âlime, zengin iken fakir düşene, makamını kaybedene acıyın.) [Askerî]
(Yoksul ve çaresizlere acıyana müjdeler olsun!) [Buharî]
(Din kardeşinin yüzüne şefkatle bakan affa uğrar.) [İ.Rafii]
(Büyüğünü saymayan, küçüğüne acımayan bizden değildir.) [Tirmizî]
(Şaki olan merhametsiz, acımasız olur.) [Tirmizî] [Şaki, bahtsız, cehennemlik demektir.]
Peygamber efendimiz, oğlu İbrahim ölünce sessizce ağlar, (Şefkatimden ağlıyorum. Allah ancak merhametli olana acır) buyurdu. Bir bedevi, (Ya Resulallah, siz çocukları sevip öpüyorsunuz. Biz hiç öpmeyiz) dediği zaman,ona, (Şefkat, acıma duygusu olmayana ne diyeyim?) buyurdu. (Buharî)
Bir zat görev emrini almak üzere Hz. Ömer’in huzuruna gelir. Hz. Ömer’in çocuğunu öptüğünü görünce, (Ben çocuklarımı öpmem) der. Hz. Ömer, (Senin küçüklere, şefkatin yok, millete nasıl acırsın?) buyurarak görev emrini imzalamaz. Emri altında olanlara acımayan, Allahü teâlânın merhametinden uzak kalır.
Kâfir mümin herkese, hatta bütün hayvanlara merhamet etmek gerekir! Peygamber efendimiz, (Merhametli, şefkatli olmayan, acımayan imanlı olmaz) buyurunca, Eshab-ı kiram (Ya Resulallah, hepimiz merhametliyiz, şefkatliyiz) dediler. Onlara, (Sadece insanlara değil, bütün mahlukata merhametli olmak gerekir.) buyurdu. (Taberânî)
Bir köpeğin susuzluktan dili çıkar. Bir kuyunun yanında durur. Fakat su derinde olduğu için içemez. Adam bu köpeğe acır. Ayakkabısı ile kuyudan su çıkarıp köpeğe verir. Bundan dolayı Allahü teâlâ onun günahlarını affeder. Yine hadis-i şerifte bildirilmiştir ki, kadının biri, bir kediyi bağlar. Kedi yiyecek bir şey bulamaz. Kadın bunun yüzünden cehennemlik olur.
Bir kimsenin velî olduğu; tatlı dili, güler yüzü, cömertliği ve herkese acıması ile anlaşılır. Evliyânın iki alâmeti vardır: Allahü teâlânın emirlerine riayet ve mahlûklarına şefkat. Herkese acımalıdır. Altıncı kat gökdeki melekler, acımasız olanın namazını yukarı geçirmezler.