Nakşibendî Tarîkatı'nın sekizinci ilkesi «Yâd Daşt»'dır.

 

Yani hatırlamaktır.

Tarîkat bununla artık sözden öte Allah'ın Zâtı ile meşgul olmayı ön­görmektedir. Bu halin ise ancak «fenâ» ve «baka»[1] mertebelerine eriş­tik­ten sonra mürîd için söz konusu olabileceğini açıklamaktadır.

Bu da demek oluyor ki:  «Yâd Daşt», ilkesini uygulayabilecek düzeye ulaşmış olan tarîkat yolcusu, Nakşîliğe göre artık kendisinin, «mâsivâ»'dan sayılmadığına kesinlikle inanan kimsedir!

Yeri gelmişken burada «mâsivâ» kavramı ile ilgili bir açıklama yap­makta yarar vardır.

«Mâsivâ»: Allah'dan başka her şey demek olan bir terimdir. Ancak Nakşibendîlerin «mâsivâ»'dan söz etmesi bir çelişkidir. Çünkü panteizmde «mâsivâ» diye bir anlayış yoktur.

 

* * *

 

Şâh-ı Nakşibend olarak bilinen Muhammed Buhârî, adındaki rûhânî tarafından ihdas edilmiş son üç kavramın (yani dokuzuncu, onuncu ve on birinci ilke­lerin) anlam ve amaçları da şöyledir:


 

[1] Bk. BÖLÜM – II. Râbıta, Fenâfillâh ve Nirvana