Yeryüzündeki her canlının rızkı

Sual: Günümüzde bir kısım insanlar, geçim derdiyle olsa gerek, helala harama dikkat etmiyor. Hanımıyla kızıyla çoluk çocuğuyla yani ailece çalışıyorlar, yine de geçinemiyorlar.

Yalan söyleniyor, hile yapılıyor, kul hakkına aldırış edilmiyor. Bu derece rızkdan endişe etmek doğru mu?

CEVAP

[Helala harama, kul hakkına dikkat etmemek uygun değildir. Bir büyük evliya zat buyuruyor ki, (Kim kime, neye güvenirse, yardımı ondan beklesin!) Bu kıymetli sözü çok düşünüp, iyi anlamak lazım.]

Âlimlerden birine "Hep ibâdetle meşgul oluyorsun, ne yiyip ne içiyorsun?" dediler. O da, dişlerini gösterdi. "Değirmeni yapan suyunu gönderir" demek istedi. Çünkü rızıkları Allahü teâlânın gönderdiğine inancı tamdı. Ayet-i kerime meali:

(Yeryüzündeki her canlının rızkını, Allahü teâlâ, elbette gönderir.) [Hud 6]

Veysel Karani hazretleri, nasihat istiyen birine "Şama yerleş" buyurdu. O da "Acaba Şamda geçim nasıldır?" dedi. Hazret, "Rızıklarından şüphe edenlere yazıklar olsun. Bunlara nasihat fayda etmez" buyurdu.

Kur'an-ı kerimde buyuruldu ki:

(İmanınız varsa, Allahü teâlâya tevekkül ediniz!) [Maide 23]

(Tevekkül edene, Allahü teâlâ kâfidir.) [Talak 3]

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

online casino

(Allaha hakkıyla tevekkül etseydiniz, sabah aç kalkıp, akşam tok dönen kuşlar gibi sizi de rızıklandırırdı.) [Tirmizî]

(Allah, kendisine sığınanın her işine yetişir, hiç ummadığı yerden ona rızk verir.) [Beyhekî]

Sözünün Eri Zat

Hz.İbrahim, mancınıkla ateşe atılırken, Hasbiyallah ve nimel vekil dediği hadis-i şerifle bildirilmiştir. (Hatib) [Bana Allahım yetişir, O ne iyi vekil, ne iyi yardımcı demektir] Ateşe düşerken Hz.Cebrail gelip, "Bir dileğin var mı?" diye sorunca, "Var, fakat sana değil" diyerek sözünün eri olduğunu gösterdi. Bunun için Kur'an-ı kerimde (Sözünün eri olan İbrahim) diye metholundu. (Necm 37)

Tevekkül, kalb işidir, imandan meydana gelir. Allahü teâlânın lutf ve ihsanının pek çok olduğuna iman etmekle hasıl olur. Bu hâl, kalbin vekile itimat etmesi, güvenmesi, ona inanması ve onun ile rahat etmesidir. Böyle bir insan dünya malına gönül bağlamaz. Dünya işlerinin bozulmasından dolayı üzülmez. Rızkından endişe etmez. Mesela, iftiraya uğrayan bir kimse, mahkemeye düşünce kendine bir avukat tutar. Üç şeyde avukata güvenirse, bu kimsenin kalbi rahat eder.

1- Avukatın, ona yaptıkları iftirayı iyi bilmesidir.

2- Bildiğini iyi anlatmak için, doğruyu söylemekten çekinmemesi.

3- Avukatın bunu canla başla müdafaa edeceğine inanmasıdır. Avukatına böyle inanır, güvenirse kendi ayrıca uğraşmaz.

(Allahü teâlâ bize yetişir. O ne iyi vekildir) ayet-i kerimesini iyi anlayıp, "Rızık takdir edilmiş, ayrılmış, vakti gelince bana yetişir" der. Şu hâlde dinimiz, çalışmayıp, boş oturup tevekkül ediyorum demeyi yasaklamaktadır.

geri    tevekkül    ileri