Mi'râcı inkâr edenler

Sual: Mi'râcı kimler, niçin inkâr ediyor?

CEVAP

Mu'tezile fırkası ile onun yolunda olan ba'zı bid'at sahipleri, Peygamber efendimizin bir anda, Cenneti, Cehennemi ve daha birçok yerleri gezip gelmesine akıl erdirememiş, inkâr etmiştir. Bir kısım akılsızlar da, hâşâ, "Mir'âcı kabûl etmek, Allaha mekân ittihaz etmek olur" diyerek Mi'râcı inkâr ediyor. Allahü teâlâ, Mûsâ aleyhisselâm ile Tûr dağında konuşmuştur. Hâşâ, Tûr dağı Allahın mekânı değildir. Cennete giren mü'minler de Allahü teâlâyı görecektir. Mu'tezile bunu da inkâr etmiştir. Cennet de Allahü teâlânın mekânı değildir. Allahü teâlâ mekândan münezzehtir.

Ehl-i sünnet âlimleri ise, sözbirliği ile Mi'râcın hak olduğunu bildiriyorlar. Kavl-ül-fasl kitabında deniyor ki:

İsrâ sûresinin ilk âyet-i kerîmesinde, Allahü teâlâ, kudret ve azametinden nice acâib işlerden ba'zılarını göstermek için, Muhammed aleyhisselâmı, Mekke'den Kudüs'e götürdüğünü bildiriyor. İsrâ kelimesi, rü'yâ için kullanılmaz. Uyanık iken, gece yürümek ma'nâsına kullanılır. Yine buyuruldu ki:

(Sana [Mi'râcda] gösterdiğimiz o temâşâyı insanlar için bir fitne [imtihan] yaptık.) [İsrâ 60]

İmtihan uyanıkken olur. Peygamber efendimizin anlattığı rü'yâ olsaydı, hiç kimse tuhaf karşılamazdı. Bir kısmı inkâr edip mürted olmaz, bir kısmı da (Hz.Ebû Bekr gibi) tasdîk edip yüksek derecelere kavuşmazdı.

Resûlullahın, Mekke'den Kudüs'e götürüldüğüne inanmıyan kâfir olur. Göklere ve bilinmeyen yerlere götürüldüğüne inanmıyan ise sapık olur. (Bahr)

Birkaç saniyede Mekke'den Kudüs'e götüren Allahü teâlâ, neden daha uzaklara götüremesin? Allahü teâlânın kudretinden ancak kâfirler şüphe eder.

Mi'râc hakkında birçok hadîs-i şerîf vardır. Birkaçı şöyle:

(İsrâ gecesi [Mi'râca çıkınca] Cennetin kapısı üzerinde "Sadakanın on, ödünç vermenin sevâbı onsekiz mislidir" yazılmış olduğunu gördüm.) [Beyhekî]

(İsrâ gecesi her gökte, "Muhammedün Resûlullah" ve arkasından "Ebû Bekr-i Sıddîk" yazılı olduğunu gördüm.) [Ebû Nuaym]

(İsrâ gecesi, nûruna garkolmuş bir zât gördüm. Bu kim dedim. Cebrâil, "Dünyada iken Allahı devamlı anan, kalbi câmiye bağlı ve ana-babasına âsî olmayan bir kişidir" dedi.) [İ.Ebiddünya]

(Mi'râcımı inkâr edenler olunca, Allahü teâlâ Mescid-i Aksâ'yı gözümün önüne getirdi. Ben de bakıp sorduklarına cevap verdim.) [Buhârî]

(Mi'râcda, Cehennemde kokmuş leş yiyenlerin kim olduğunu sordum. "Bunlar, gıybet ederek insanların etlerini yiyenlerdir" dendi.) [İ.Ahmed]

Uzun bir hadîs-i şerîfin özeti şöyle:

(Cebrâil aleyhisselâmla bütün gökleri geçerek Sidre-i müntehâya geldim. Cenneti gösterdiler. Daha sonra elli vakit namazla dönerken Mûsâ aleyhisselâmı gördüm. Elli vakit namazın ümmetime zor geleceğini, dönüp namaz vakitlerini azaltmasını Allahü teâlâdan istememi söyledi. Azar azar kaldırılarak sonunda beş vakte indirildi.) [Buhârî]

Mekke'den Kudüs'e ancak bir ayda gidip gelinebilir. Kısa bir anda Mekke'den Kudüs'e varıp gelmek ancak Allahü teâlânın kudreti ile olur. Buna inanıp da daha uzaklara gittiğine inanmamak Allahü teâlânın kudretinden şüphe etmeyi gerektirir. Mu'tezilenin anlamadığı husûs burasıdır. Allahü teâlâ dilerse niçin olmasın? Peygamber efendimiz, (Göklere ve daha uzaklara gidip geldim) buyuruyor. Bunu inkâr etmekteki maksat nedir? Gayrı müslimler, İslâmiyeti yıkmak için yerli maşalarla bunu yapmaya çalışıyorlar. Onların sinsi emellerine âlet olmak büyük gaflettir.

geri    mübarekgeceler    ileri