Kimler kimlere şefaat edecek

Sual: Peygamber efendimizin şefaati ve ahırette, kimler kimlere şefaat edecektir hususlarında bilgi verir misiniz?

CEVAP

Tevbesiz ölen müminlerin küçük ve büyük günahlarının affedilmesi için, Peygamberler, Velîler, Salihler ve Melekler ve Allahü teâlânın izin verdiği kimseler şefaat edecek ve kabul edilecektir.

Alemlere rahmet olan Peygamber efendimizin şefaati ile ilgili bazı hadis-i şerifler şunlardır:

(İsra suresinin (yakında Rabbin sana  makam-ı mahmudu verecektir.) [mealindeki] ayet-i kerimedeki "Makam-ı mahmud" bana verilecek şefaat hakkıdır.) [Tirmizî]  

(Ahırette ilk şefaat eden ve şefaati kabul olan ben olacağım.) [İbni Mace]

(Her peygamberin duâsı kabûl olur. Her peygamber, ümmeti için dünyada duâ etti. Ben ise, kıyâmette ümmetime şefâ’at izni verilmesi için duâ ediyorum. İnşâallah duâm kabûl olacak. Müşrik olarak ölmemiş herkese şefâ’at edeceğim.) [Buhârî]
            (Ümmetimden büyük günah işleyenlere şefaat edeceğim.) [Nesâî]

Peygamber efendimiz, günahkârlara şefâ’at edeceğini bildirince, Hz. Ebüdderdâ, (Îmânı olan hırsız ve zâniler de şefâ’ate kavuşacak mı) diye suâl etti. (Evet, onlara da şefâ’at edeceğim) buyurdu. (Hatîb)
            (Günahı çok olanlara şefâ’at edeceğim.) [Hatîb]
            (Nefslerine aldananlara şefâ’at edeceğim.) [Deylemî]
            (Kıyâmette, kum sayısından daha çok kimseye şefâ’at ederim.) [Taberânî]
            (Kıyâmette “Yâ Rabbî, zerre kadar îmânı olanı Cennete koy!” diyeceğim. Hepsi şefâ’atimle Cennete girecek.) [Buhârî]
            (Ehl-i beytimi sevenlere şefâ’at edeceğim.) [Hatîb]
            (Eshâbımı kötüliyenden başka, herkese şefâ’at edeceğim.) [Buhârî]

            (Kabrimi ziyâret edene şefâ’atim vâcib oldu.) [Buhârî]
            (Sırf beni ziyâret için gelen, Allahın izniyle şefâ’atime kavuşur.) [Müslim]
            (Medîne’de ölen [mü’min]lere şefâ’at ederim.) [Tirmizî]
            (Medîne’nin sıkıntılarına katlanana, şefâ’at ederim.) [Müslim]
            (Sünnetimi [îmânını] elinden kaçıran kimseye [kâfire] şefâ’atim haram oldu.) [Şir’a]

            (Şefâ’atime inanmıyan kimse, ona kavuşamaz.) [Şir’a]

                (Şefaatime kavuşmak isteyen kızını fâsıka vermesin!) [Şira]

(Şefaatime en layık olan, bana en çok salevat okuyandır.) [Tirmizî]

(Cuma günü ve gecesi çok salevat getirene şefaat ederim.) [Beyhekî]

(Ümmetimden geri kalan olur korkusu ile Cennete girdiğim hâlde tahtıma oturmam. Allahü teâlâya, "Ya Rabbi ümmetim ümmetim" derim. Rabbim "Ümmetine ne yapmamı istiyorsun?" buyurur. Ben de "Ya Rabbi onların hesaplarını çabuk gör, sıkıntıdan kurtulsunlar" derim. Cehennemliklerin listesi bana verilir. Onlara şefaat ederim. Hatta Cehennem hazini Malik "Ümmetinden cezalanacak kimse bırakmadın" der.) [Beyhekî, Taberânî]

 Kabirden, önce Resulullah, üzerinde Cennet elbisesi ile kalkacak. Burak üzerinde, elinde liva-ül-hamd isimli bayrakla mahşer yerine gidecek, peygamberler ve bütün insanlar bu bayrağın altında duracak, hepsi, beklemekten çok sıkılacak, önce peygamberlerden Hz. Âdem, sonra Hz. Nuh, sonra Hz. İbrahim, Hz. Musa ve Hz. İsaya gidip, hesaba başlanması için şefaat etmelerini dileyeceklerdir. Her biri, birer özür bildirerek, Allahü teâlâdan utandıklarını söyliyecekler, şefaat edemiyecekler, sonra Resulullaha gelip yalvaracaklardır.

Önce, Onun ümmeti, Sırattan geçip Cennete girecektir. Sonra bütün peygamberler şefaat edecektir. (Buharî)

Peygamber efendimizin şefaati şöyle olacak:

1- Makam-ı Mahmud şefaati ile, mahşerde beklemek azabından kurtaracaktır.

2- Çok kimseyi, sorgusuz, suâlsiz Cennete sokacaktır.

3- Azab çekmesi gereken müminleri azabdan kurtaracaktır.

4- Günahı çok olan müminleri Cehennemden çıkaracaktır.

5- Sevabla günahı eşit olup, Arafta bekliyen kimselerin Cennete gitmelerine şefaat edecektir.

Cennete girmiş olanların derecelerinin yükselmesine şefaat edecektir.

Şefaat ile hesaptan kurtardığı yetmiş bin kimsenin her birinin şefaatleri ile de, yetmişer bin kişi sorgusuz, suâlsiz Cennete girecektir.

İmam-ı Rabbanî hazretleri buyurdu ki:

(Peygamberlerin sonuncusu gibi bir şefaatçı olmasaydı, bu ümmetin günahları kendilerini helak ederdi.

Bu ümmetin günahları çok ise de, Allahü teâlânın af ve mağfireti de sonsuzdur.

Allahü teâlâ, bu ümmete af ve mağfiretini o kadar saçacak ki, geçmiş ümmetlere böyle merhamet ettiği bilinmiyor. Doksandokuz rahmetini, sanki bu günahkâr ümmet için ayırmıştır.

Allahü teâlâ, af ve mağfiret etmeyi sever. Günahı çok olan bu ümmet kadar af ve mağfirete uğrayacak hiçbir şey yoktur. Bunun için, bu ümmet, ümmetlerin en hayırlısı oldu.

Bunların şefaatçileri olan Peygamberleri, peygamberlerin en üstünü oldu.

Furkan suresi, 70. ayet-i kerimesinde mealen, (Allahü teâlânın, günahlarını iyiliklerle değiştireceği kimseler, onlardır. Onun mağfireti, merhameti sonsuzdur) buyuruldu.) [C.2, m.3]

geri    şefaat    ileri