El'an Irak'ta bir vilâyet olan Musul şehrinde iki gözleri de kör bir hafız her sabah seher vakti minareye çıkar sala okurdu. Bir gece rüyasında nehir kenarında çamaşır yıkayan bir kadın görüp yanına, yaklaşarak:
— Bu yıkadığınız çamaşırlar kimindir? diye sordu.
Nur yüzlü o mübarek kadın:
— Bunlar her sabah benim oğullarıma salat-ü selâm okuyan zatındır, buyurdu.
Bu sefer Hafız Osman:
— Sizin oğlunuz kimdir? dedi.
O:
— Benim oğullarım Kerbelâda şehîd olan Hüseyin'dir, deyince karşısındakinin Sallallahü Aleyhi ve Sellem Efendimizin kızı Fâtıma (r.a.) olduğunu anlayıp ellerine sarıldı:
— Şefaat ya Resûlüllahın kızı! diyerek ondan yardım diledi. Hazreti Fâtıma (r.a.) onun gözlerini mübarek parmakları ile sıvazlayıp
— Haydi kurtuldun!, müjdesini vererek memnuniyetini izhar etti.
Bu heyecan ile uykudan uyanan Hafız Osman, iki gözlerinin de görmeye başladığını anlayıp çok sevindi. Hemen abdest aldı, iki rek'at namaz kıldı ve doğru minareye çıkarak Musul halkına, şöyle seslendi:
— Ey ahalî! Gelin görün. Resûllallaha ve onun âline okuduğum salâ'dan dolayı Allah bana gözlerimi ihsan etti. İnşallah ahirette de on-ların şefaatini nasip eder, dedi ve salasını okumaya devam etti.
* * * Index'e dön --- Sonraki hikâye