Eshaptan Hanzâla (r.a.) Medine sokaklarından birinde, bağıra bağıra ağlayarak süratle gidiyordu. Ebu Bekir Sıddık (r.a.) rastladı.
O: «Seni ağlatan nedir ya Hanzala?» diye sordu. Hanzala: «Ben münafık oldum ya Eba Bekir! Ben ağlamayayım da kim ağlasın!» diye cevap verdi.
Hanzala'nın bu sözünden bir şey anlamayan Hazreti Ebu Bekir:
— Sen nasıl münafık olursun. Hangi sebepten dolayı münafık oldun? diye sordu.
O:
— Ya Ebu Bekir! Ben Resûlüllah'ın sohbetinde başka, sohbetten çıktıktan, aile efradımın içine karıştıktan sonra başka türlü oluyorum. Sohbette iken tamamen dünyadan ayrıldığım halde, evimde iken aynı durum olmuyor. Bu münafıklık değil de nedir. İçerde başka, dışarda başka! dedi.
Hazreti Ebu Bekir:
— Ya Hanzala, ben de aynı durumdayım. Yürü bunu Resûlüllah'a söyleyelim, dedi.
Beraber Efendimizin huzuruna vardılar. Orada bâzı eshap da vardı. Peygamberimizin huzuruna vardıklarında hâlâ ağlıyorlardı. Peygamber aleyhisselâm niçin ağladıklarını sordu. Onlar durumlarını anlatıp münafık olma korkusundan ağladıklarını söylediler.
Bu hadise üzerine Peygamber Efendimiz, şöyle buyurdular:
— Siz benim huzurumda olduğunuz hal üzere daim olsanız, yolda yürürken melekler, sizinle müsafaha yaparlardı, onlarla açık açık konuşurdunuz. Bu hal devamlı olamaz ya Hanzala! Bazan böyle, bazan öyle, buyurarak münafık olmadıklarını izah buyurdu, Hanzala ve diğer eshap da sevindiler.
* * *