Hazreti Ebubekir'in komşuları:
— Ya Resûlallah! Ebubekir her akşam evinde ciğer kebabı yapıp yediği halde, bize bir lokma bile vermiyor. Biz onun komşuları olarak şikâyetçiyiz, dediler.
Hazreti Resûlüllah:
— Bundan sonra yine ciğer yediğini anlarsanız, bana da haber verin o yemek başında iken baskın yapalım, buyurdu.
Aradan birkaç gün geçmişti ki, bir sahabi gelip:
— Ya Resûlallah! Şu anda evden yine ciğer kokusu gelmeye başladı. Pişiriyor olması lâzım, dedi.
Peygamberimiz meselenin hakikatini eshaba söylemiyor, gözleri ile görmelerini istiyordu. Hep beraber Ebubekir'in evine gittiler. Eve yaklaştıklarında hakikaten evden ciğer kokusu gelmeye başlamıştı. Kapıyı çalıp içeri girdiler, baktılar ki, Hazreti Ebubekir'in evinde ciğer değil, bir parça et bile yok. Eshap hayret içinde kalmıştı.
Resûl-ü Ekrem meseleyi şöyle izah etti:
— Ebubekir'in yediği, sizin bildiğiniz ciğerlerden değildir. Onun kendi ciğeri Allah korkusundan yanıp - tutuşmakta, siz ise onu ciğer pişirip yiyor sanmaktasınız.
Şikâyet eden eshap mahcup, Resûlüllah memnun vaziyette ayrıldılar.
* * *