ZEKAT, MALI KORUR

Hazreti Peygamber Efendimiz, bir gün ashabına zekâtın faydalarından bahsediyor:

— Zekât malınızı manevî bir kal'a ile kal'alar ve muhafaza altına alır, buyuruyordu.

Yoldan geçmekte olan bir Nasranî, bu sözleri duydu ve denemeye karar verdi; eve gitti nesi varsa zekâtını ve sadakasını ayırdı; fakir-fukaraya taksim etti. Bu sıralarda onun bir ortağı ticaret maksadıyla sefere çıkmıştı. Hristiyan:

— Eğer diyordu, Muhammed'in dediği doğru çıkarsa onun hak peygamber olduğuna karar verir dinini kabul ederim, yok eğer bu kadar malı taksim ettiğim halde bir aidesi olmazsa, kılıcımı alır onunla har-bederim, diyordu.

Hristiyan, verdiği sadakanın neticesini beklerken ortağından bir mektup aldı. Mektupta:

— Maalesef yolumuzu eşkiyalar kesti ve kervanda ne varsa herşeyi aldılar, deniyordu.

Hristiyan beyninden vurulmuşa döndü. Kılıcı aldığı gibi Hazreti Muhammed'i öldürmek üzere yola çıktı. Pür - hiddet yoluna devam ederken ikinci bir mektup daha geldi ortağından. Orda ise şöyle yazıyordu:

— Daha evvel size yazdığım mektup tamamen ters çıktı. Bizim devenin biri sakatlanmış ve ben kervandan birkaç yüz metre geride kalmıştım, önümdeki kervanın tamamen yağma edildiğini görünce mutlaka beni de yakalarlar diye sana birinci mektubu yazmıştım. Fakat ne hikmetse beni görmeden çekip gittiler ve bizim malımız eşkiyalardan böylece kurtuldu. Hiç müteessir olmayınız sağ-salim yolumuza devam ediyoruz.

Adam ortağından bu haberi alınca, doğru Resûlüllah'ın huzuruna varıp:

— Ya Resûlallah! Bana İslâmiyeti tarif et. Senin söylediklerini denedim ve faidesini gözlerimle gördüm. Artık Müslüman olmak istiyorum, der ve şehadet getirip Müslüman olur.

* * *

Index'e dön --- Sonraki hikâye