Hakiki medeniyet

Sual: Müslümanlar ortaçağda medeniyette çok ileri gitmişler. Bunun sebebi İslâmiyeti yaşamaları olmuş. Şimdi de müslümanlar dinimizin emirlerine uysalar, yine her sahada ileri olamaz mıyız?

CEVAP

Elbette oluruz. [İslamiyetin hükümleri şifası kat’i ilaç gibidir. Kim içerse, yani tatbik ederse faidesini görür. İnanarak içenler ahirette de faidesini görürler. İnanmadan içerse sadece dünyada görür.]

Hakiki müslüman olmak demek, yalnız adete tabi olarak ibâdet etmek değil, islâmın emrettiği güzel ahlâkı edinerek, insanlık vazifelerini yaparak, ruhen de tertemiz olmak demektir. İbadet eden, fakat hileyi zeka eseri sayan, insanları aldatan, hatta bazan muzir propagandalara aldanarak insan öldüren, ortalığı yakıp yıkan, yalan söyliyen bir kimse, müslüman olduğunu söylese de, hakiki müslüman değildir.

Allahü teâlâ, Kur'an-ı kerimde (Furkan) suresinde, bir müslümanın nasıl olması icab ettiğini beyan buyurmuştur. Bunu tefsir etmek için Ehl-i sünnet âlimleri "rahime hümullahü teâlâ" ziyadesi ile kitap yazmışlardır.

Fakat biz, kendimizi hâlâ fena huylardan kurtaramıyor, Kur'an-ı kerimde bildirildiği gibi çalışmıyor, sözüne sadık olamıor, sokaklarımızı pislik içinde bir harabeye ceviriyor, ruhen ve bedenen temizlenemiyoruz. Hâlbuki, elimizde bize bütün bu güzel şeyleri emreden, ne yapmız gerektiğini açık açık bildiren, Allahü teâlânın kelamı (Kur'an-ı kerim) ve Peygamber efendimizin emirleri ve Ehl-i sünnet âlimlerinin kitapları vardır.

Doğru İman Nedir?

Önce, Ehl-i sünnet âlimlerinin bildirdikleri doğru imanın ne olduğunu öğrenelim. Sonra, bu öğrendiğimize uygun olarak inanalım. İmanı bozuk olan, Allahü teâlânın rızasına, sevgisine kavuşamaz. Onun rahmetinden, yardımından mahrum kalır. Rahatı, huzuru bulamaz.

İmanımızı düzelttikten sonra, ahlâkımızı da düzeltmek, İslâmiyete sımsıkı sarılmak yani Allahü teâlânın ve Peygamberimizin emirlerine ve yasaklarına uymak, kalblerimizi temizliyerek, nefslerimizi ve sıhhatimizi ıslah etmek gerekir. Böyle yapanların kalbi, hep iyilik yapmak ister. Kötülük yapmak hatırına bile gelmez.

Ruh ve kalb temiz ve beden kuvvetli olunca, el ele vererek kardeşçe ve son derece dürüst olarak çalışmak kolay olur. Din düşmanlarının, münafıkların ve mezhebsizlerin sözlerine, propagandalarına aldanmıyalım.

Eğer böyle hakiki müslüman olur ve faideli işler yaparsak, Kur'an-ı kerimin (Tin) suresinde beyan buyurulduğu gibi, Allahü teâlâ bizden razı olur, bize yardım eder. Eğer imanımızı düzeltmez ve Muhammed aleyhisselamın dinine uymaz ve hayırlı iş görmez, sapık, bozuk inanışlar uğruna döğüşür veya kendi şahsi menfaatlerimiz için gayrı meşru yollara saparsak, Allah bizi aşağıların aşağısı yapacaktır. O zaman, vay halimize!

İslâm Ahlâkı

Bugün, bütün hıristiyan ülkelerinde, bir çocuk dünyaya gelir gelmez, buna bozuk dinlerinin icablarını yapıyorlar. Her yaştaki insanlara, yahidiliği ve hıristiyanlığı titizlikle aşılıyorlar. Müslümanların imanlarını, dinlerini çalmak ve yok etmek ve onları da, hıristiyan yapmak için, İslâm ülkelerine paket paket kitap, broşür ve sinema filmleri gönderiyorlar.

O hâlde müslümanlar, din cahillerinin hilelerine, yalanlarına aldanmamalı, bize emanet edilen çocuklarımıza sahip olmalıyız. Onlara sahip olmak da, dinimizin emirlerine uygun olarak yetiştirmekle olur. Hadis-i şerifte buyuruldu ki: (Ahlâkınızı güzelleştirin!)

En vahşi hayvan bile terbiye ile ehlileştiriliyor. Hiçbir zaman elma çekirdeğinden portakal olmaz. Fakat elma fidanını büyüterek, lüzumlu aşı ve kültürel tedbirlerle kaliteli elma veren bir ağaç olarak yetiştirmek mümkündür. Bunun gibi insan tabiatında bulunan bazı arzular yok edilemez, fakat terbiye edilebilir.

Her şeyi, zıttı kırar. Kötü huyları, iyi huylar yok eder. Bu bakımdan kendini zorla da olsa iyi işler yapmaya alıştırmalı, onları adet haline getirmelidir. Çocuk, işleri ve ahlâkı iyi olan insanlarla arkadaşlık ettirilirse, güzel huylar kendiliğinden onun tabiatı olur. Bu esaslar dahilinde çocuklar yetiştirilirse dünya ve ahıret saadeti elde edilir. Kıyamet günü, ana-baba, çocuğuna öğretmesi gereken ilimlerden mesul olacak, vazifesini yapmamış ise, yahut kusur etmiş ise cezaya çaptırılacaktır. Çocuklarını İslâm terbiyesi üzerine yetiştirmiyenler, dünya ve ahıret felaketine maruz kalacaklardır. Ne mutlu çocuğunu İslâm ahlâkı ile yetiştirenlere

geri    islamiyetvediğerdinler    ileri