Diplomaya Güvenenler

Diplomaya güvenerek, tefsir ilmine dalmaya kalkışan, aldanır, helak olur. Yüzme bilmiyen birinin diplomasına güvenerek denize açılması gibi, cahilce, ahmakça iş olur.

Tefsir ilmini bilmiyenin hadis ve tefsir okumaya kalkışması, mide hastasının, kuvvetlenmek için, baklava, börek yemesine benzer. Hâlbuki, bu hastanın, önce perhiz yapması, sonra, kuvvetli yemesi gerekir. İşte bizim gibi, ana ilimleri okumıyan, din öğrenmek için, Kur'an tercümesi, tefsir, hadis okumaya kalkışırsa, bunları kavrayamaz. Yanlış anlıyarak, dinimizi, imanımızı da kaybederiz.

Ana yuvasından almış olduğu imanını kaybeden birkaç ilerici (!) kimsenin küfrüne sebep olan, zihinlerindeki şüphenin nasıl meydana geldiği sorulunca tefsir okudukları için böyle olduklarını bildirmişlerdir. Meşhur tefsirler bile, ehlinden başkasına zararlı oluyor. Tefsir ilimlerini bilmeden tefsir okumaya kalkışan, imanını kaybedebileceği için Mazhar-i Can-ı Canan hazretleri, tefsir yazmak isteyen halifesine engel olmuştur. (Makamat)

Türkçe tefsirlerin, en kıymetli sanılanlarında bile, şahsi düşünceler vardır. Okuyana zararı, faidesinden çoktur. Hele islâm düşmanlarının, bid'at sahiblerinin, Kur'an-ı kerimin manasını bozmak için yaptıkları tefsir ve tercüme kitapları, birer zehirdir. Bunları okuyan genç zihinlerde, bir takım şüpheler, itirazlar hasıl oluyor. Zaten, bizim gibilerin, islâmiyeti öğrenmek için, tefsir ve hadis-i şerif okuması uygun değildir. Çünkü Kur'an-ı kerimi ve hadis-i şerifi yanlış anlamak veya şüphe etmek imanı giderir. Yalnız Arabi bilmekle, tefsir ve hadis anlaşılmaz. Her arabi bileni, din âlimi sanan aldanır. Beyrutta ana dili Arabi olan çok papaz var. Fakat, hiçbiri islâmiyeti bilmez.  

geri    mezhep    ileri