Selefilik ve tasavvuf

Sual: Selefiler niçin evliyalığa, kısaca tasavvufa karşıdır?

CEVAP

Marmara İlahiyat Fakültesi profesörlerinden H.Kamil Yılmaz özetle diyor ki: İbnül-Cevzi ile başlayan Selefilik hareketi, İbni Receb Hanbeli, İbnül-Kayyim el-Cevziyye ve İbni Teymiyye ile devam etmiş ve nihayet Muhammed b.Abdülvehhab ile yeni bir ekol halini almıştır.

Bu ekol artık tasavvuf karşıtı olmayı, kendi yollarının bariz bir vasfı gibi kabullenmiş ve nihayet Suud ailesinin resmi mezhebi haline gelince, “Selefilik” adı, yerini “Vehhabilik”e bırakmıştır.

Bugün İslâm dünyasının muhtelif yörelerinde tasavvuf karşıtı akımların arkasında, siyasi ve mali güç olarak bu düşüncenin bulunduğu görülmektedir.

Önceleri Selefilik adıyla ortaya çıkan, bugün de pek çok yerde kendini bu adla takdim eden, ama daha çok “Vehhabilik” adıyla anılan tasavvuf karşıtı cereyanın en önemli eksikliği, tasavvufa yönelttiği tenkitler değildir. Çünkü tasavvuf çevrelerinde onların tenkitlerini haklı çıkaracak birtakım uygulamaların bulunduğu muhakkaktır.

Belki yanlışlık bu tür hataların genelleme ile bütün tasavvuf çevrelerine teşmil edilerek, bu müesseseleri yok saymak ve İslâm dışı göstermektir. Aslında yapılan iş, maksadını aşan bir davranıştır. Karşı tarafı anlama kaygısı taşımadan üstüne varmadır. Pek çok mütefekkir ve mutasavvıfın büyük derdi anlaşılamamaktır. Nitekim kendisini idam etmek üzere toplanan kalabalığa karşı Hallacın şu duâsı bu gerçeği yansıtmaktadır: “Allahım, Senin kulların, Sana olan yakınlıklarından ve dinlerine bağlılıklarından, beni öldürmek için toplandılar. Onları bağışla! Çünkü Sen, bana gösterdiğin sırları onlara da göstermiş olsaydın, hakkımda böyle düşünmezlerdi. Şayet onlardan gizlediklerini benden de gizlemiş olsaydın, ben de böyle sözler söylemezdim.” (Altınoluk)

geri    mucize-keramet-sihr    ileri